Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nurdan Katreler

Nurdan Katreler
@NurRisaleleri
Kur'ân'da hep dâva nurdan nuradır (RNK)
Beşerin hayat-ı içtimaîsinde bütün ahlâksızlığın ve bütün ihtilâlâtın menşei iki kelimedir: Birisi: "Ben tok olduktan sonra, başkası açlıktan ölse bana ne!" İkincisi: "Sen çalış, ben yiyeyim."
Sayfa 47
Reklam
Bediüzzaman, hür adamların hür memleketinin İlahî kuruluş felsefesini, akıllara ve gönüllere nakşeden din adamıdır. Bu necip millet, Bediüzzaman gibi nefsindeki menfaat putunu deviren insanların hizmetine çok ama çok muhtaçtır.
Bediüzzaman Kimdir?Kitabı okudu
Bediüzzaman, Şark ve Garp arasındaki azîm müfarakatın, şahsiyet mefhumunun daralma ve genişlemesinden neş'et ettiğini gören ve asrın maymun taklitçiliğine varan şahsiyetsizliği önünde, şahsiyet mefhumunun İlahî yüksekliğini gönüllerin mihrak noktasında sembolleştirmeye tevessül eden âlimdir.
Bediüzzaman Kimdir?Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bediüzzaman, ahlâkî kıymetler ve millî hasletlerin pozitif ilimlerle muvazi olarak kat'-ı mesafe edemediğini, bu mana ve şekil muvacehesinde yetişen çöl kadar kuru ve boş ruhlarla bulanmış gençliğin, istikbalde milletimizin rü'yet ufkunda bir kara bela olacağı hakikat-i kat'iyesini gözlere sokan ve çare-i halâsı da gösteren kimsedir.
Bediüzzaman Kimdir?Kitabı okudu
Bedîüzzaman kimdir?
Bediüzzaman, ma'hud ve mühlik uçurumlarla dolu olan içtimaî seyrimizi, manevî değerler bakımından bir nur-u imanî ve ziya-yı irşadî ile taht-ı emniyete almaya çabalayan ve bu hususta bilmenin, kendi kendini idare etmek; bilmemenin, körü körüne idare olunmak hakikatine vücud vereceğini halk kitleleri arasında temessül ettiren insandır.
Bediüzzaman Kimdir?Kitabı okudu
Reklam
"Müslümanlara gelen bu açlık, bu zâyiât-ı mâliye ve meşakkat-ı bedeniye nedendir?" Rüyada demiştim: "Cenâb-ı Hak, bir kısım maldan onda bir veya bir kısım maldan kırkta bir kendi verdiği malından birisini bizden istedi; tâ bize fukarâların duâlarını kazandırsın ve kin ve hasedlerini menetsin. Biz, hırsımız için tamahkârlık edip vermedik. Cenâb-ı Hak, müterâkim zekatını; (kırkta otuz, onda sekizini) aldı. Hem her senede yalnız bir ayda yetmiş hikmetli bir açlık bizden istedi. Biz nefsimize acıdık; muvakkat ve lezzetli bir açlığı çekmedik. Cenâb-ı Hak ceza olarak yetmiş cihetle belâlı bir nev'i orucu beş sene cebren bize tutturdu. Hem yirmidört saatte bir tek saati, hoş ve ulvî, nûranî ve faideli bir nevi tâlimât-ı Rabbâniye'yi bizden istedi. Biz tenbellik edip, o namazı ve niyazı yerine getirmedik. O tek saati diğer saatlere katarak zâyi ettik. Cenâb-ı Hak, onun kefareti olarak, beş sene tâlim ve tâlimât ve koşturmakla bize bir nevi namaz kıldırdı." demiştim. Sonra ayıldım, düşündüm, anladım ki; o rüya-yı hayâliyede pek mühim bir hakikat vardır.
Sayfa 46
"İlm-i tıbbı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."
Sayfa 40 - İbn-i Sina
Evet, hangi müsrif ile görüşsen şekvâlar işiteceksin. Ne kadar zengin olsa da, yine dili şekvâ edecektir. En fakir, fakat kanaatkâr bir adamla görüşsen; şükür işiteceksin.
Sayfa 38
İsraf, kanaatsızlığı intac eder. Kanaatsızlık ise, çalışmanın şevkini kırar, tenbelliğe atar; hayatından şekvâ kapısını açar, mütemâdiyen şekvâ ettirir.
Sayfa 38
Reklam
Zaman tarîkat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır. Tarîkatsız cennete giden pek çok fakat imansız cennette giden yoktur.
Sayfa 217Kitabı okudu
Hem, semiz balıkların vaziyet-i kanaatkârânesi, mükemmel rızıklarına medâr olması.. ve tilki ve maymun gibi zeki hayvanların hırs ile rızıkları peşinde dolaşmakla beraber kâfi derecede bulmamalarından cılız ve zayıf kalmaları, yine; hırs, ne derece sebeb-i meşakkat ve kanaat, ne derece medâr-ı rahat olduğunu gösterir.
Sayfa 36
İktisatsızlık yüzünden müstehlikler çoğalır, müstahsiller azalır. Herkes gözünü hükûmet kapısına diker. O vakit hayat-ı içtimaiyenin medârı olan "sanat, ticaret, ziraat" tenâkus eder. O millet de tedennî edip, sukut eder, fakir düşer.
Sayfa 35
"Hayırda ve ihsanda (fakat müstehak olanlara) israf olmadığı gibi, israfta da hiçbir hayır yoktur."
Sayfa 35 - İmam-ı Âzam
Evet, bir fakirin, kuru bir parça siyah ekmekten açlık ve iktisat vâsıtasıyla aldığı lezzet, bir padişahın ve bir zenginin israftan gelen usanç ve iştahsızlık ile yediği en âlâ baklavadan aldığı lezzetten daha ziyâde lezzetlidir.
Sayfa 31
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.