Nur Risaleleri

Nur Risaleleri
@NurRisaleleri
Kur'ân'da hep dâva nurdan nuradır (RNK)
“Eski Harb-i Umumi'den evvel, ben Van'da iken, bazı dindar ve müttakî zâtlar yanıma geldiler, dediler ki: “Bazı kumandanlarda dinsizlik oluyor. Gel bize iştirak et, biz bu reislere isyan edeceğiz:” Ben de dedim: o fenalıklar, o dinsizlikler, o gibi kumandanlara mahsustur. Ordu onunla mesul olmaz. Bu Osmanlı ordusunda belki yüzbin evliya var. Ben bu orduya kılınç çekemem ve size iştirak etmem. O zâtlar benden ayrıldılar, kılınç çektiler, neticesiz Bitlis hadisesi vücuda geldi. Az zaman sonra Harb-i Umumi patladı. O ordu din namına iştirak etti, cihada girdi. O ordudan yüzbin şehitler evliya mertebesine çıkıp, beni o da'vamda tasdik edip kanlarıyla velâyet fermanlarını imzaladılar.”
Reklam
Çünkü bu zamanda, türlü türlü aldatmalarla, perde arkasından İslâm gençliğini yoldan çıkarmaya çalışıyorlar.
Sayfa 21
Nur Risalelerinin bir hayat boyunca okunmaya lâyık hârika bir şaheser olduğuna şüphe edilemez.
Sayfa 20

Reader Follow Recommendations

See All
·
Not rated
Kendi kelimelerimle böyle bir eseri nasıl tarif ederim bilemiyorum. O yüzden sözü kendi nakıs ifadelerimden alıp yine kitabın kendisine bırakıyorum. "Demek bu Arabî Mesnevî mecmuası, Risale-i Nur'un bir nevi çekirdeği ve fidanlığı hükmündedir. Bu mecmuanın yalnız dâhilî nefis ve şeytanla mücadelesi, nefs-i emmarenin ve şetan-ı cinnî ve insînin şübehatından tamamıyla kurtarıyor." "Bu Mesnevî-i Nuriye'deki risalelerin isimleri 'Reşhalar, Katre, Hubab, Habbe' şeklinde gidiyor. Eğer Katre Risalesi'nin âhirinde merhum Şeyh Safvet Efendi'nin yazdığı gibi her bir risaleye bir takriz yazılsa idi, o merhumun 'Bu bir katre değil, bir bahirdir.' dediği gibi biz de derdik: 'O bir lem'a değil, bir şemstir. O bir reşha değil, bir bahirdir. O bir zühre değil, bir cinandır. O bir hubab değil, bir ummandır.' " Bu eser ve Risale-i Nur Külliyatı'ın diğer eserleri sadece küçük bir kitleye hitap etmiyor. Küçük bir çocuktan ölüm döşeğindeki ihtiyara kadar her kesimin hatta tüm dünyanın -sadece İslam dünyası değil- istifade edebileceği eserlerdir. Dünya Risale-i Nur okuyor...
Mesnevî-i Nuriye
Mesnevî-i NuriyeBediüzzaman Said Nursî · Rnk Neşriyat · 20192,710 okunma
Bunu Biliyor musunuz?
Semanın vechini, yüzünü ziyalandıran her şey yıldızdır. Bu neviden bir kısmı, semaya ziynet olmuştur. Bir kısmı da ŞEYTANLARI RECMETMEK İÇİN SEMAVÎ MANCINIKLARDIR. Recmetmek:Taşlamak
Mesnevî-i Nuriye
Mesnevî-i Nuriye
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Reklam
Helâl rızk, iktidar ve ihtiyar ile mütenâsiben değildir... Belki, tevekkül veren zaaf ve acze nisbeten geliyor.
Sayfa 55
Her zîruhun rızkı tayin ve tahsis edilip kaza ve kader levhasında yazıldığına hadsiz deliller var.
Sayfa 50
Beşerin hayat-ı içtimaîsinde bütün ahlâksızlığın ve bütün ihtilâlâtın menşei iki kelimedir: Birisi: "Ben tok olduktan sonra, başkası açlıktan ölse bana ne!" İkincisi: "Sen çalış, ben yiyeyim."
Sayfa 47
Bediüzzaman, hür adamların hür memleketinin İlahî kuruluş felsefesini, akıllara ve gönüllere nakşeden din adamıdır. Bu necip millet, Bediüzzaman gibi nefsindeki menfaat putunu deviren insanların hizmetine çok ama çok muhtaçtır.
Bediüzzaman Kimdir?Kitabı okudu
Bediüzzaman, Şark ve Garp arasındaki azîm müfarakatın, şahsiyet mefhumunun daralma ve genişlemesinden neş'et ettiğini gören ve asrın maymun taklitçiliğine varan şahsiyetsizliği önünde, şahsiyet mefhumunun İlahî yüksekliğini gönüllerin mihrak noktasında sembolleştirmeye tevessül eden âlimdir.
Bediüzzaman Kimdir?Kitabı okudu
Reklam
Bediüzzaman, ahlâkî kıymetler ve millî hasletlerin pozitif ilimlerle muvazi olarak kat'-ı mesafe edemediğini, bu mana ve şekil muvacehesinde yetişen çöl kadar kuru ve boş ruhlarla bulanmış gençliğin, istikbalde milletimizin rü'yet ufkunda bir kara bela olacağı hakikat-i kat'iyesini gözlere sokan ve çare-i halâsı da gösteren kimsedir.
Bediüzzaman Kimdir?Kitabı okudu
Bedîüzzaman kimdir?
Bediüzzaman, ma'hud ve mühlik uçurumlarla dolu olan içtimaî seyrimizi, manevî değerler bakımından bir nur-u imanî ve ziya-yı irşadî ile taht-ı emniyete almaya çabalayan ve bu hususta bilmenin, kendi kendini idare etmek; bilmemenin, körü körüne idare olunmak hakikatine vücud vereceğini halk kitleleri arasında temessül ettiren insandır.
Bediüzzaman Kimdir?Kitabı okudu
"Müslümanlara gelen bu açlık, bu zâyiât-ı mâliye ve meşakkat-ı bedeniye nedendir?" Rüyada demiştim: "Cenâb-ı Hak, bir kısım maldan onda bir veya bir kısım maldan kırkta bir kendi verdiği malından birisini bizden istedi; tâ bize fukarâların duâlarını kazandırsın ve kin ve hasedlerini menetsin. Biz, hırsımız için tamahkârlık edip vermedik. Cenâb-ı Hak, müterâkim zekatını; (kırkta otuz, onda sekizini) aldı. Hem her senede yalnız bir ayda yetmiş hikmetli bir açlık bizden istedi. Biz nefsimize acıdık; muvakkat ve lezzetli bir açlığı çekmedik. Cenâb-ı Hak ceza olarak yetmiş cihetle belâlı bir nev'i orucu beş sene cebren bize tutturdu. Hem yirmidört saatte bir tek saati, hoş ve ulvî, nûranî ve faideli bir nevi tâlimât-ı Rabbâniye'yi bizden istedi. Biz tenbellik edip, o namazı ve niyazı yerine getirmedik. O tek saati diğer saatlere katarak zâyi ettik. Cenâb-ı Hak, onun kefareti olarak, beş sene tâlim ve tâlimât ve koşturmakla bize bir nevi namaz kıldırdı." demiştim. Sonra ayıldım, düşündüm, anladım ki; o rüya-yı hayâliyede pek mühim bir hakikat vardır.
Sayfa 46
"İlm-i tıbbı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."
Sayfa 40 - İbn-i Sina
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.