Nuray
Nuray
@Nurayyf
We were born to die
11 March
31 reader point
Joined on March 2024
Okuma Hedefleri
Bu kitap gözlerindeki ruhu kaybetmiş göğüs kafesi buz kesmiş kıza
Yanlız insan tek başındadır. Kimsesiz insanınsa kendisini tek bırakma lüksü bile olmaz.
Herkese merhaba. Yeni bir inceleme ile geldim. Konusu, Hera Yarkan lise son sınıf öğrencisidir. 17 yaşında hayatına giren Atlas Katrivas'a duyduğu platonik aşk onu hayata bağlar. Babalarının ortaklıkları yüzünde aynı masaya oturmak zorunda kalsalarda Atlas Hera'ya bakmamaktadır. Hera'nın yaşadığı olay yüzünden Atlas'ı okuduğu okula nakil olmasıyla birlikte hikaye başlar. Evett gelelim kendi yorumuma. Öncelikle kitapa sıkılarak başladım ve başlarda Hera'nın depresif ruh hali beni de etkiledi. Gerçekten küçük çaplı bir depresyon krizi atlattım. Tamam tamam şaka bir yana Hera'ya bayıldım. Ruhu gerçekten çok derin bir kız ve aşkını iliklerime kadar hissettim. Kendi saygısını Atlas'a duyduğu aşktan üstün tutması çok hoşuma gitti. Atlasa gelince Atlas'a ilk başlarda o kadar gıcık oldum ki. Hera'yı bıraktığı yerde kriz geçirdim resmen. Bir insan hiç mi akıllanmaz demeyeceğim çünkü gerçekten akıllandı. Aşkını itiraf etmek için aşık olduğu kıza konser hazırlamak mi? Sen işini gerçekten biliyorsun Atlas Katrivas. Bu kadar uyumlu olacağınızı ben bile beklemiyordum. Siz hiç ayrılmayın olur mu? Ayrıca yan karakterlerede bayıldım. Çok güzeldiler. Lina, Umut, Defne ve Rüzgar.. Böyle bir arkadaş grubu nasıp olsun please. Lina'ya ayrı bayıldım çok güzel ve özelsin. Hera'ya çok iyi geldiniz. Kitapa alıştıktan sonra kitap resmen ellerimden aktı geçti. Yavaş yavaş okuyordum ki bitmesin ama malesef bitti. Yorumum bu kadar hoşçakalınn.
Siyam - Kış Güneşi
Bak Karaca kimseye güvenme. Bir sabah uyanacaksın ve görebildiğin tek şey sana dönük sırtlar olacak.
Tıp fakültesi dördüncü sınıf Karaca, öğrenim gördüğü hastaneye gelen çağrı ile yıllar önce evlerini terk ettiği abisinin bosk müsabakasına gider. Gittiği müsabakada abisinin beklenmedik vefatı olayların başlangıçı olur. Gelelim kendi yorumuma kitapın başları sakin ve sıkıcı geçiyordu aslında. Ama sonralar okudukça kitap açılıyor ve daha iyi bir hal alıyordu. Kitapı bana sevdiren etkenlerden biride güzel ve gerçekçi betimlemeleri oldu. Gerçekten öyle betimlenmişti ki olayları okuyor gibi değil de yaşıyor gibi hissediyordum. Beyza Aksoy'un kaleminden ilk defa okudum ve beğendim açıkçası. Olay akışı güzeldi ve bunaltmıyordu. Karakterler çok iyiydi. Efes'e bayıldım. Kitapa neşe katıyordu. Kuntu da sevdim. Bence düşünceli ve iyi kalpli biri ama NE DEMEK "Abin bile karşı koyabildi mi?" Evet burada birazcık sinirlendiğimi göre bilirsiniz. Karaca çok güçlü ve çok zeki bir kızdı. Bayıldım. Kunt üzgünüm ama ben Karacayı daha çok sevdim. Ona bir şansı verildi: Ya ölenin gittiğini kabullenecek ve yasını sessizce,hayatına devam ederek tutacaktı ya da düşmanla iş birliği yapacak ve gerçekleri tırnaklarıyla kazıyacaktı geçmişin tozlu duvarlarından.
Peki size soruyorum bütün hayatınızı mahvetmek pahasına bir şüphenin peşinden gider misiniz körü körüne?
Küçümsenen herkese..
Umarım kendin de dahil herkesi haksız çıkarırsın.
Evett geldik serinin son kitabına. Kitapin konusu: Mirası alma sırası umursamaz, vurdumduymaz gibi görünen ortanca kardes Cal'e gelmistir. Onun görevi çocukluğunun çoğunu orda geçirdiği aşık olduğu kadının olduğu yazlıkta bir yaz gecirmek ve orayı satmak. Ama dedesinin Cal'a sürprizleri bununla da bitmez. Çünkü yazlığın yarısı eskiden aşık olduğu Lanadadır ve Cal'ın onu ikna etmesi gerekir. Evett gelelim kendi yorumuma. Kitapin konusu ikinci şans. Ve açıkçası ben ikinci şanslara hiç mi hiç inanmam. O yüzden assiri önyargı ile başlamıştım. Yani 3 günde falan 50 sayfa okudum o kadar önyargıdan bahsediyorum. Ama sonra okuyunca o kadar beğendim ki. Cal'ın her defasında alkol gibi şeylere sarılmasına çok sinirlenmistim gerçekten. Ve evet babalarından nefret ediyordum ama Cal'e bu kadar yüklenmesi saka mi? Gerçekten ben tetikleniyordum okuyunca. Neyse. Aşklarına gelelim. Lana'nın sevgisini iliklerime kadar hissettim. Cal'ın babasını ve beynindekileri silip atması çok güzeldi. Cami ile ilişkisi çok tatlıydı. Caminin onun babası olmasını istediği sahneye kalbimi bıraktım.Hele Cal'in her kötü söz söylediğinde onu soymasi çok komikti. Lana çok sabırlıydı. Hayret ettim ben okurken. Açıkçası ben bu kadar sabırlı olur muydum bilmiyorum. Kasabanın bu kadar birbirine bağlı ve samimi olması çok güzeldi. Kısacası kitap hoşuma gitti. Güzeldi. Okumaya değer. Bu kadarr
Reader Follow Recommendations
Declan ve İris
Serinin ikinci kitabı olan Beklenmedik koşullar'ı okudum bitti. Konusu:Declan çok iskolik bir adam ve tek amacı CEO olmak. Ama bu o kadar da kolay değil. Dedesinin yazdığı mektupta yazıldığı gibi Declan altı ay içinde evlenmeli ve çocuk sahibi olmalı. Bu işle ilgilenmek istemeyen Declan istediği kriterleri asistanı İris'e söyler ve ona uygun bir aday bulmasını ister. İris patronu adına radevuya çıkar ve gelin adayını bulur. Ta ki nişan günü Declan ve evleneceği kızın 10 dakika yanlız kalmasıyla olaylar tamamen karışır. Bu noktada devreye Declanın kurtarıcı meleği İris girer. Böylece olaylar başlar. Evett. Aslına bakarsanız seriye bu kitap için başlamıştım. Kitap güzel ve akıcıydı. Ben bir günde bitirdim. Declanın iskolikliği beni çıldırtıdı resmen. Ya bırak kız eğlensin sende tadını çıkar napıyon aa. Neyse. Onun dışında İris gerçekten mükemmel birisiydi. Zeki ve güçlü kadın okumayı çok seviyorum. Onun için bayıldım. Zahrayla arkadaşlıkları çok tatlıydı. Bence İrisinde buna ihtiyacı vardı. Declanın karakteri gelişimini okumak güzeldi. Aşklarıda güzel ve tatlıydı. Bu kadarr
Rowan ve Zahra
Evett serinin ilk kitabını okudum bitti. Kitabın konusu:Dreamlandın kurucusu ve sahibi olan Kane kardesleri miras almak için bir takım görevler yapmalılar. Dedeleri onlara mektup bırakarak ne yapmaları gerektiklerini yazmış. İlk kitapta en küçük kardeş Rowan'ın hikayesiyle başlıyor. Rowan'ın görevi 6 ay içinde Dreamlandı canlandıracak bir plan yapmak ve bunu onay komitesinin onayından geçirmek. Bu görevde ona Zahra yardım edecek. Gelelim kendi yorumuma aslında ben kitapi beğendim tatlıydı ama sanki Rowan ve Zahra'nın ilişkisi çokta iyi yansıtılmamıştı. Kitapin başları akıcı geçti ama hastane sahnesinden sonra bende bır kopukluk yarandı sanki ordan sonrasi nedense benden okuma isteğimi aldı. Ama Zahra'nın açık sözlülüğü ve pozitifliği beni benden aldı gerçekten çok tatlıydı. Ve bu kadarr
