Algı yönetmeni ve manipülatörlerin uyanık tek bir kişinin dahi kalmamasına özen gösterdiklerini belirtmek gerekir. Herkes uyumalıdır çünkü Malcolm X'in ifadesiyle; "Uyanık bir tek kişi bile bütün uyuyanları uyandırabilir!"
1972-73 yıllarında İsrail'in asıl derdi mevcut durumu yani statükoyu muhafaza etmekti... Yıpratma diplomasisi de siyasi çözümsüzlüğü sürdürmeyi ve Araplara İsrail'in barış için şartlarını kabul edene dek siyasi hiçbir kazanım vermemeyi amaçlamaktaydı.
5 Şubat 2003 tarihinde Amerika'nın Afrika kökenli ilk Dış İşleri Bakanı Colin Powell, BM Genel Kurulu'nda simülasyon eşliğinde konuşmuş ve Saddam Hüseyin'ın kimyasal silah ürettiğine dair "kanıtlar" sunmuştu. 19 Mart 2003 tarihinde başlatılan Irak işgalinin yasal dayanağını bu konuşma oluşturmuştu. Powell, 2005 Eylül ayında "kimyasal silah" iddiasının doğru olmadığını açıkladı. "Yanlış istihbaratla" yönlendirildiğini iddia ederek suçu istihbaratın üzerine attı. Kimin yalan söylediğini bilemiyoruz. Ancak Powell'in itirafı sonucu değiştirmiyor. Bugün Ortadoğu'daki gelişmeler onun söylediği yalanın üzerine bina edildi. Dünya halkları kandırıldı.
Aslında algı yönetimi ve manipülasyon tekniklerinin ardında yatan temel ilke gayet basittir: Eğer silah üretiyorsanız, savaşa ihtiyacınız vardır, ilaç üretiyorsanız hastalığa. Eğer bilgi üretiyorsanız da cehalete...
Taylor ve Schiller toriter rejimlere göre, demokratik toplumlarda yaşayanların algılarının daha kolay yönetilebileceğini ve onların manipülasyona daha fazla yatkın olduklarını belirtmektedirler.