Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Olcay

…bütün bu hayatın, kör bir tesadüf ile kendiliğinden değil, ilahî nizamı başlatan bir “Ol” emriyle ortaya çıktığı konuşulurdu.
Sayfa 12 - Everest
Reklam
…sevinci uzun sürmedi. Şu ıssız dağın başında bir ağaçla yapayalnızdı. Yalnızlığı, çaresizliği öyle duydu ki içinden… Ipıssız, ıpıssız,ıpıssız… Boşalmış dünya… Arısı sineği, karıncası kuşu, yılanı kertenkelesi, solucanı böceği başını almış da gitmiş. Boşaltmışlar dünyayı. Bir ağaç bir Meryemce şu yeryüzünde.
Sayfa 138 - YKB
Siz ışıktan kocaman, karanlığa oyulmuş gibi kocaman, dünya kadar bir ağaç gördünüz mü?
Sayfa 111 - YKB

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Atı olan da tarlası takımı olan da kuşsütü için de toprak olacak da toza dumana karışacak. Sen de ben de…
Sayfa 43 - YKB
Ali’nin gözüne uyku girmiyordu. Uzun zaman ormanı dinledi. Küllenen sözlerin ağır ağır kabuk bağlayışlarına, ışıklarını yitirişlerine baktı.Sağa sola durmadan döndü durdu. Bilmediği bir yerleri acıyordu.
Sayfa 43 - Ykb
Reklam
Dediler ki insana irade verildi ama günah işlemenin cazibesine kapıldı. Dediler ki doğaya yaratılış bahşedildi ama yıkım ilk onları buldu. Dediler ki hayvanlar en safıydı ama hayatta kalmak için birbirini avladı.
Sayfa 6 - martı
Beyaz adam budala ve kördür. Gerçek mutluluğa karşı sağırdır ve bu utancını gizlemek için kat kat örtünmesi gerekir.
Sayfa 26 - Ayrıntı
Onun önem verdiği tek şey, iyisiyle kötüsüyle bütün düşünceleri ve ruhu içinde saklayan yerdir; yani kafadır.
Sayfa 17 - Ayrıntı
Mırıltı gibi usulca: "Demek ki herkes yaratılışının kendisine bağışladığı oyunu oynuyor. Ben kendi yaratılış oyunumun, bana bağışlanan oyunun dışına çıkıp kendime özgü bir oyun oynayamadım. Yaratılışının ona verdiği oyunu beğenmeyip, ya iyi ya da kötü, kendi kişiliğinin gerektirdiği oyunu oynayabilene ne mutlu."
Sayfa 282 - YKB
... Acaba Gizik Duran kendisine yapılacak bir ihaneti sezip de mi insanlara güvenini yitirmişti? Yoksa o insanlara güvenini yitirdikten sonra mı insanlar ona ihanet etmişti? Yıllardır bu işin içinden çıkamıyor, Gizik Duran olayının altında eziliyordu.
Sayfa 258 - YKB
Reklam
Korkan adam kadar tehlikeli bir yaratık gelmemiştir bu dünyaya.
Sayfa 139 - YKB
Meyro evinin önündeki yolun tozları içine oturmuş dövünüyor, tırnakları ile yüzünü yırtıyor, yanakları, alnı, çenesi, boynu kan içinde. Bir de dört yanındaki toprağı alıp alıp tepesinden aşağı döküyor. Saçı başı toza bulaşmış kan, toz toprak içinde. Uzun bir ağıt tutturmuş. Kürtçe söylüyor, nini söyler gibi. Ağıdını söylerken yurdunu, Van gölünü, Süphan dağını düşünüyor.
Sayfa 115 - YKB
Kendine geldi usuldan gülümsedi. Çaresizlik, diye gülümsedi. Öç alma humması, yaşamak gibi bir şey.
Sayfa 114 - YKB
Biteviye, uzayıp kısalmayan bir ağıt gibi yürüyordu.
Sayfa 110 - YKB
"insanları bu hale getirmeyecek, onlarla böyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamayacaksın."
Sayfa 107 - YKB
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.