Bir kaç yazısı hoşuma gitse de genel olarak beğenmedim. Bu beğenmemenin bahsedilen konularda yazarla benim aramdaki farklı bakış açısından kaynaklandığını düşünüyorum. Yazı dili ağır evet ama biraz da bunun yazar tarafından kasıtlı olarak yapıldığını düşünüyorum. Misal olarak sayfa 176’da: İdeolojiler tahribe yeltendikleri imanın yerine sahtelerini ikame etmek için uydurulan birer ersatz’dır. Hadi bolca Arapça, Farsça kelime zaten kullanılmış ama ersatz’ı kim anlayacak? Ersatz, Almanca bir kelime olup yedek, tanzim anlamına geliyor.
İkinci olarak; bir konu üzerindeki eleştirileri konu Avrupa olunca farklı, Ortadoğu veya Asya olunca farklı. Buna da misal olarak sayfa 207’de büyük adamla sokaktaki adamın arasındaki ayrımdan bahsederken, “büyük adam, insanlığın hayrı için kalabalığın suç saydığı herhangi bir hareketi işler.”deyip kanun koyucuların hakikatleri uğruna kan dökmekten çekinmediklerini ve bunun da zaten olması gerektiğini belirtirken; Sayfa 209’da Şiddet: Avrupa’nın Tanrısı adlı yazıda Machiavelli’nin “mecbur kalınca kuvvet haktır” sözünü ‘yani istenince’ diyerek eleştirmiş ve şiddeti engellemek için şiddet yaklaşımına yalanların en alçakçası değilse vehimlerin en şairanesi diyerek bir önceki yazısının tam karşıtı bir görüş sunmuştur.
Kitap hakkında yazılan incelemelerin bir çoğunu okudum. Olumsuz eleştiri hiç görmedim. Bu yüzden kendimden de şüphe etmedim değil. Daha önce hiç okumadığım bir yazar. Dünya görüşleri her yazarın farklı da olsa, ben herkesten bir şey öğrenilebileceğini düşünen biri olarak bu kitabı da okumak , anlamak istedim fakat maalesef pek mümkün olmadı.