Latin Amerika'nın ünlü yazarı olan Gabriel Garcia Marquez, 1982 Nobel Ödülü'nü alarak dünyaya bir yankı olmuş. Latin Amerika insanının gerçek yüzünü ve yalnızlığını 17 dilde dünyaya duyurmuş. Yakın dostu olan Plinio Apuleyo Mendoza ile yaptığı söyleşilerinde; kökeni, sanatı, eğitim hayatı, çalışma ve bekleyiş süreçlerine, ünlü kitaplarından olan Yüzyıllık Yalnızlık- Başkan Babamızın Sonbaharı'nın içeriklerine değinilmiş. Politik görüşü, kadınlara ait düşünceleri, batıl inançları, tutku ve zevklerinden söz etmiş olması da söyleşileri akıcı hâle getirmiş.
Kendisi için elektrikli daktilosunun yaşamının kaynağı olduğundan bahsetmeden de olmaz tabi. Yaşadığı dönemin tüm zorluklarını Nobel Ödülü konuşmasında yine kendisi en iyi şekilde dile getiriyor:
"... kuşkuya, yağmaya ve terkedilmişliğe karşı, yanıtımız yaşam'dır. Ne tufanlar, ne salgınlar, ne açlıklar, ne felaketler, ne de hatta yüzyıllar boyu birbirini izleyen sonu gelmez savaşlar, yaşamın ölüm karşısındaki dayanıklı üstünlüğünü kırmayı başarabilirdi. Hep büyüyen, hep hızlanan bir üstünlük..."
G.G. Marquez, Nobel Konuşması, 1982
Bazı başarılar zorluklarla doğar. Gabriel Garcia Marquez için söyleyebileceğim de bu yönde.