Dünya bedenin ahiret te ruhun ülkesi değildir.. Bilakis her ikisinin de ülkesi dünyadır. Bu upuzun bir yolculuktur ki dünya ile başlar, ahiret ile son bulur.. Hem de hiç fasılaya uğramaksızın... İnsan da insan olması nedeniyle bu yolculuğu baştan sona kadar yapar.
ilim diyor ki: İnsan bedeni tamamıyla toprağın oluşturduğu elementlerden meydana gelmiştir. Oksijen, hidrojen, karbon, demir, bakır, kalsiyum, kireç, sodyum, potasyum ve magnezyum... gibi elementlerden teşekkül et miştir...
Tüm insanlar sabaha çıkar. Her biri nefsini satışa sunar. Ya (iyi işler yaparak) nefsini azat eder. Yahut (kötü işler yaparak) nefsini helak eder.((Yani ya kulluk ve sorumluluk içerisinde yaşayarak özgürlügüne kavuşur kazanır yahut nefsinin kulu, kölesi olarak helak olur ve kaybeder.
"Dünyanın bir günü, âhiretin bin yılından hayırlıdır. Zira kazanç ve kayıp keyfiyetleri bu dünyaya aittir. Ahirette artık kazanmak veya kaybetmek yoktur.
Ahiretten habersiz yaşanan bir dünyada nefsani hayatı besleyen iltifatları kalıcı, dünyâ oyuncaklarını da sahici zannetmek, ebedi istikbal adına ne korkunç bir aldanıştır!..
Mal artıyor ancak ömür azalıyor. Bunun neresinde hayır var?ilmin ve amelin artması dışında bir şeye sevinme. Çünkü eşin,malın, çocukların ve arkadaşların kabirde seni yalnız bırakıp gittikleri zaman bu ikisi kabirde sana refakat edecek arkadaşlardır. "
"Allah Teala zaman olan asr'a yemin etmiştir Çünkü zaman da acayiplikler vardır. Şöyle ki mutluluk ve üzüntü, sıhhat ve hastalık zenginlik ve fakirlik zaman içinde olur. Ayrıca ömre denk ve onunla aynı kıymette olan bir şey de yoktur....