Şimdi, onun kendisini anlayıp anlamadığını düşünüyordu , acaba düşündüğü gibi anlatabilmiş miydi kendini ve gerçekten kendinden başka anlayabilecek var mıydı söylediklerini?
Bir küfür, bir ilenç içinde yaşıyoruz , dedi, çirkef içinde yüzüyoruz sanki, yıllar var ki, bunu hissediyorum ama bize bulaşmaz diye umuyordum. Bu çirkefin içinde doğdunuz siz, şimdi durmadan öteye beriye sıçratıyorsunuz bunu .
-Korkuyor musun? Dedi Sadık.
-Vereceğin kararı demek istiyorsan , hayır. Ama, başka bir şeyden, bilmediğim bir şeyden... içimde bir şey kurulup kurulup yıkılır gibi .
ama korkunun bundan öteye gideceği bir yol yoktur, orada ben olacağımı olduğum için ve olabileceğim başka bir şeyi beklemeyeceğim için korkacak bir şey yoktur.
Zamanla - zaman buna izin verecek değin hoşgörülü olursa- anlaşılacaktı her şey, arkadaşlarının ve kendisinin küçük bir deneyinin ortaya koyduğu şuydu ki zaman bazen her şeyi aydınlatma olanağı vermiyordu.
toprağa bıraktığın tohumun, çok uzun bir süre önce bıraktığın, artık bırakmış olduğunu bile unuttuğun bir gün, bir sabah toprağı çatlatarak görünüvermesindeki sessiz şaşkınlık havasıyla çıkmıştı ortaya .