F M
@Pegai
Üniversite
1980
78 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
inançların ise temel bazı ortak noktaları
3. Sosyal ilişkilerin önemi (İFA-3):
Tüm inanç sistemlerinde, hiç değilse bir "inanç kardeşliği" ve "birlikteliği" vurgusu çok temelde yer alır. İnsanlar mantıksal verilerle değil, duygusal motivasyonlarla harekete geçerler ve bu duygusal nedenleri, en iyi "inançlar" sağlayabilir.
inançların ise temel bazı ortak noktaları
2. Az yemek (İFA-2): Yeryüzünde "oruç" ibadetinin olmadığı bir dini, neredeyse bulamazsınız.
inançların ise temel bazı ortak noktaları
1. Harekete geçmek (İFA-1): Tüm inançlar, insanları "bir şeyler yapmaya" teşvik eder; bunu emreder.
Okur Takip Önerileri
inançların ise temel bazı ortak noktaları
Yeryüzünde bildiğimiz tüm inançların ise temel bazı ortak noktaları vardır. Bunlar Özetle 5 madde halinde sayılmıştır.
1. Harekete geçmek (İFA-1): Tüm inançlar, insanları "bir şeyler yapmaya" teşvik eder; bunu emreder.
2. Az yemek (İFA-2): Yeryüzünde "oruç" ibadetinin olmadığı bir dini, neredeyse bulamazsınız.
3. Sosyal ilişkilerin önemi (İFA-3): Tüm
4. Stresi yönetebilmek (İFA-4):
5. Sınırlarını zorlamak
"Nasıl daha iyi yaşayabilirim?"
yaşam hakkında yazılan her şey bana göre her bir insana "Nasıl daha iyi yaşayabilirim?" sorusunun cevabını kendi başına düşünebilmesi için verilen ipuçlarıdır.
Bilgi bizi değiştiren ve dönüştüren şeydir. Neye ve ne yöne dönüştüreceğini ise bizim aldığımız bilgi ile olan zihinsel-duygusal ilişkilerimiz belirler.
Zihinsel kalabalık oluşturmaktan başka bir işe yaramaz.
Alınan her türlü bilgi; kişisel ihtiyaç ve tecrübe süzgecinden geçirilerek dönüştürülmez, üzerinde tefekkür edilerek içselleştirilmez ve denemelerle sınanmazsa, zihinsel kalabalık oluşturmaktan başka bir işe yaramaz.
Bilgiyle hayatına katkı sağlamak isteyen herkesin temel düzeyde bilgiyi doğru kullanabilir bir yöntemler dizgesi geliştirmesi gereklidir.
koca bir dünyayı perişan eder
Bir kişi her şeyi değiştirebilir ama aynı zamanda görevini ihmal eden tek bir kişi, yeri gelir, koca bir dünyayı perişan edebilir.
cesaret ister
Sınırları zorlamak sorulmayan, sorulması yasaklanan soruları sorabilme cesareti ister. O cesaret varsa ödülü de büyük olacaktır.
Ray Kurzweil, BiR ZiHiN YARATMAK iNSAN DÜŞÜNCESININ ESRARI adlı çok satan kitabında, insan zekasının bu ilginç özelliğine ve bunu yapay zekayı daha zeki yapmakta nasıl kullanabileceğimize odaklanıyor.
Bilim de işte biraz çatal gibi bir şeydir; kolay öğrenilir, kolayca uygulanır, sonuçları kolayca anlaşılır ama o aslında "küçük sorular" için tasarlanmıştır. Şeylerin nasıl olduğunu adımlarla, indirgeyerek, parça parça incelemek içindir. Oysa ki bilim, pek sıklıkla yapılan yanlış bir kullanımla "büyük sorulara" yanıt vermek için zorlandığında, çatalla çorba içmeye çalışmak gibi bir garabet oluşur.
Einstein'ın da vurguladığı gibi, günümüz insanının elinde bilim, üç yaşındaki bir çocuğun elindeki jilet kadar işlevseldir. Nasıl ki öyle bir çocuğun elini yüzünü kısa sürede yaralamaması için bir mucize gerekliyse, bugünkü bakış ve anlayış tarzımızla giriştiğimiz fütursuz bilme ve teknoloji yarışının bizi sahil-i selamete çıkarması o derece bir mucize olurdu!
Bilimin gücü ve işlerliği, büyük oranda odağını dar ve indirgenmiş parçalara yöneltmiş, insanlar arasında ortaklaşa kullanılabilen bir metodoloji olmasından gelir.
Bilim, evreni anlamanın tek yolu değildir. Duygular, sezgiler, inançlar, felsefe ve sanat gibi daha birçok " bilgi" kaynağı mevcuttur. Fakat buralardan alınan bilgiler, bilimsel bilgiden farklı olarak kişiye özel, daha belirsiz ve öznel alana aittir.