Seni sevmekten korkmuyorum.
Bir şiir, vasıfsız bir tümce,
Ya da bir nakarat olup dilinde,
Bilmediğim dünyalara dalmak istiyorum gözlerinde.
Ne kurşunun acısı,
Ne fırtınanın üşüten yanı,
Ne de deli yağan yağmurların puslu kaçışları.
Hepsi, hepsi ışıksız odalarda sana yazdığım bir sevda şiiri,
Bir aşk hikâyesi sanki.
Koynunda yarasalar barındıran nice sevdalardan kaçıp geldim bu günlere.
Işığın dayanılmaz titreşimlerine koşar gibi yürüdüm şu yalan hayatı.
Bileklerimdeki aşk dövmeleri,
yüreğimdeki intizarlar ve dudaklarının çatlamış ovalarında yurtsuz bir adam, kepeneğin altında titreyen bir çoban,
kucağındaki çiçeklerle aşka koşan bir ozanım ben.