Korkuyorum dostum, korkuyorum.
Kimden ya da neyden bilmiyorum ama insanların giydikleri kıyafetlerden daha fazla olduklarını hissediyorum.
... İnsanların içine baktığımda, gördüklerim karşısında kanım donuyor.
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu ‘nun üç kitabını okudum. İlk okuduğum ise bu kitabı Günahın Üç rengi .
Öncelikle Gülseren hanım hakkında küçük bir bilgiyle başlamak istiyorum.
Gülseren Budayıcıoğlu aslında bir psikiyatrist olup yazdığı kitaplarında kurgu yerine kendine gelen hastalarının terapi boyunca birlikte yaşadıkları anlattıkları olayları isim meslek ve şehir değişikliği yaparak kitaplarına aktararak bizlere gerçek psikolojik vakaları hayat dersi, seans/terapi niteliğinde ulaştırmakta.
Durum böyle olunca kitaplarını okurken gerçekten bu trajik olayların yaşanmış olduğunu bilmek ister istemez insanın kanını donduruyor.
Günahın üç renginde;
Fahişeliğin kırmızı,
️Eşcinselliği gri,
️Mazoşizmi siyah,
olarak çerçeveleyen Budayıcıoğlu bu kadarı da olurmu dedirterek kanımı donduran hatta bir çok yerde sayfaya kilitlenip bom boş bakmama sebep olan Gülseren hanım ile hastaları arasındaki diyaloglarından “Şevket ağa” ile “Salih” in hayatını okurken çokça boş boş bir noktaya bakarak kilitlendiğim oldu.
Kitap bittiğinde ise kendinizi bir terapiden çıkmış gibi hissedeceksiniz.
Bu kitapta yaşadığım duyguların daha üstü olamaz sanırım derken Kral kaybederse’yi okudum ve bambaşka daha üst çıtada bir duygu yaşadım.
Psikoloji kitaplarını sevmiyor olsanız dahi Budayıcıoğlunun kitapları size iyi gelecek hayatı sorgulamak etrafınıza farklı bir pencereden bakmak ve şükretmek veya tedavi olmaya/oldurmaya teşvik edeceğine inanıyorum.
Günahın Üç RengiGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201314bin okunma
Anne & babalar evlatlarının hayatına nasıl darbe vurur, onları korkunç sona nasıl hazırlar? Gülseren Budayıcıoğlu bunu bize tüm ayrıntıları ile anlatmış.
.
Günahın üç renginden sonra okuduğum ve uzunca süre etkisinde kaldığım bir kitap.
Aslında kitap demelimiyim bilmiyorum bir gün boyunca oturup bir kaç insanın hayatını izledim dokunamadan
Yaklaşık beş yıl önce okumama rağmen kitap önerilerim arasında ilk aklıma gelenlerdendir Eylül vurgunu .
Esin Türk bir babanın İngiliz kültürü ile yetişmiş bir kızı. İngiliz okullarında İngiliz eğitmenlerle yetişmiştir.
Diğer yandan ise kitabın ikinci kahramanı Haluk Türk bir babanın Ermeni bir annenin nazlı oğullarıdır Haluk. Ne Müslümanlığı ne de Ermeniliği benimsemeyip dinleri redderek inançsız bir şekilde hayatını sürdürmektedir.
Ve Esin ile Haluk’un evlilikleri ile hikaye başlıyor ..
İslamın, İslami yaşantının maneviyatın yoğun olarak kaleme alındığı anlatırken kelimelerin gücü, güçlü temasıyla ve naifliğiyle asla sıkmayan akıcı diliyle yaşamı, yaradılışın amacını, insanı, sorgulatan sorgularken kendi içinde cevabını veren bir kitap.
İndirimdeyken aldığım yazarından ilk okuduğum kitaptır “Hayatımın hatası.”
Baş kahraman Roz ciddi bir borç yüküyle sorumsuz bir eşten ayrılmış ve sorunlu bir çocukla, ahlaksızlığa yanlışa sapmadan yaşam mücadelesi vermeye çalışan bir annedir.
Ve bu durumdan faydalanmak isteyen fırsat avcısı bir erkek ile yollarının kesişmesiyle birlikte Roz’un hayatı artık farklı farklı şekillenir.
Bundan sonrası ise suç ve psikolojik savaştır.
Sabah 9 da başlayıp akşam 7 de bitirdiğim bir kitap.
Bir kitap okuyayım beni sıkmasın beynimi yormasın ama hemen bitsin diyorsanız keyifle okunabilir._/
Ahhh... Nasıl anlatılır ki bu kitap🤷️
️Dört saatte bitirmeme rağmen bir kaç gün etkisi üzerimde kalmıştı.
🥴Kitap boyunca yazar afyonunu çekti ben onu anlamaya çalıştım.
🤦️Bu nasıl bir buhrandır.
Farklı bir tür olsun psikolojik tahliller travmalar göreyim, bir insan nasıl bedbaht olur bileyim diyorsanız, bu eseri okuyun ️.
Ağır psikoloji...X
Kitap bitti ben iki gün sarhoş gezdim🥴
Yazarın hayatını araştırırken ölüm sebebi beni hiç şaşırtmadı. Yazık ki bu ruh halindeki kişide normal bir ölüm mümkün değildir zaten.:/
.
Dip not ;
Buhranlı mutsuz bir ruh haliyle (asla) okumayın.