Bana göre birinin bana zaman ayırması, ilgilenmesi,planlar yapması, dertleşmesi, konuşması en güzel hediyedir. Maddi şeyler gelir ve gider. Biri beni sözleriyle değil davranışlarıyla etkiler.
İşte o zaman anlaşırız...
Ufacık bir sevinçle nasıl havalara uçup minik bir düşünceyle kendimi nasıl yerden yere vurduğumu anlatamıyorum. Herkesten nasıl kaçmaya çalıştığımı, zaman ve mekandan nasıl koptuğumu, koskoca evrende kendime nasıl yer bulamadığımı anlatacak söz bulamıyorum. İyi bir insan olmak için nasıl tüm ruhumla uğraştığımı ama tüm dünyanın yükünü, suçlarını sırtlanmışçasına her sabah kendimi yataktan çekip çıkardığımı da anlatamıyorum. Kendimi neden hiç bir güzelliğe değer görmediğimi de. Bu buz gibi yalnızlık ve kor gibi korkuyu tarif edemiyorum...
Bir insanı severken yormayın. Nasıl olsa seviyor diyerek incitmeyin. İnsan zaten en sevdiğine kırılır...
"Şu kalsın aklınızda; yürekten uğurlanan insan tekrar ağırlanmaz..."
Sözünü tartmadan söyleyen, aldığı cevaptan incinmesin...
Tutunamayanlar'da "kollarımı açıp tüm insanlığı kucaklıyorum"diyen Oğuz Atay;
Tehlikeli Oyunlarda
"bütün insanlığı kucaklamak isterken neredeyse bu dünyanın altında eziliyordum"diyerek umudunu kesmişti insanlardan.
Bu hayatın en yorucu vazgeçişidir...