Rabia
Rabia
@Purkira
"Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa"
Dimağı deniz derya olan yazarlar, kalbe intikal eden satırlar... Ahmed Amiş Efendi, "Kimi insanlar gözüyle, kimi insanlar sözüyle, kimi insanlar özüyle dokunurlar. Özüyle dokunanlar evliyaullahtandır," diyor. Kitap boyunca öze dokunuş kalbe letâfet zuhur ediyor.
Şifalı sözün nerden, hangi sineden sadır olacağı belli olmaz diyor yazar satırlar arasında. Baştan sona gönül saâdasından gelen akislerle o şifalı sözler neşr oluyor kalbimize. "Hal sâridir. " girdiğimiz yere neşe ve muhabbet taşımak lazım, denir. Kitap boyunca gönlümüze akseden ümitvar satırlarla hemhâl olduk, yazarların hâlleri bizlere sirayet etti ; çünkü hâl sâridir. Muhabbet hürmetten önce gelir "Allah hâlimize imdat etsin, güzel insanlar, güzel vakitler ikram etsin ki, bizler de o vakitlerle kendimizi yenileyelim. "
"Ebeveynlerin kendi duygularına dair farkındalıkları, çocukların duygusal zekâsını geliştirme işinin merkezinde yer alıyor."
Basit örnekler gibi görünseler de büyük önem taşıyan çocuk ile ebeveyn arasında ömür boyu sürecek duygusal dayanışmanın temelini oluşturan bir kitap. Kitaptan çıkarılacak hisseyâb olarak " Çocukların günlük yaşamındaki ayrıntılarla hep meşgul olun. " Cümlesi mütemmimdir .
Okurken şuurlaştığım, haletiruhiyetimde güzel izler bırakan betimlemelerin satırlarda ahenkle dans ettiği ilmek ilmek emek işlenen dergii... İlk sayısından beri takip ediyorum ilerleyen sayılılarda gittikçe güzelleşiyor.
Geçerken - Sayı 36 (Eylül 2023)Geçerken Dergisi · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 202330 okunma
Reader Follow Recommendations
Hayatınızdaki bülbülleri keşfedin...
Yaşamak çok boyutlu bir olaydır ;İnsan farkında olduğu kadar yaşar,yaşamın temeli farkında olmaktır, bunu satırlara ilmek ilmek işleyerek anlatır yazar.Yazar kitabı , çok farklı kişilerle tanışma imkânı bulup zenginleştiğinin bilincinde olan Timur ve onun dimağında değerli yere sahip olan Yakup Bey üzerinden ele alır. İki karakter bu aşıkâne yolculukta birbirine çok şey katar ve Timur roman boyunca merak ettiği sorunun cevabını alır:
'Benim de sizden öğreneceklerim var,' demiştiniz, gerçekten benim size öğrettiğim bir şey oldu mu? Yakup Bey gülümseyerek, "Evet, oldu," dedi ve anlattı. “Sizinle olan ilişkimde yeniden öğrendiğim en önemli şey, insan potansiyelinin muhteşem bir gizil güç olduğu ve o potansiyel hedef alınarak sohbet kurulursa her iki tarafın da gelişeceği ol- du. İkinci olarak, sizinle sohbet ederken kendi düşüncelerimde daha sistematik bir açıklık oluştu. Üçüncü olarak, sizin sorularınızla, konuştuğumuz konularda daha önce farkına varmadığım yeni boyutların farkına varmaya başladım. Ve en son olarak şunu söylemeliyim, zamanımı ve emeğimi doğru yere harcadığım duygusu içinde oldum, müthiş zevk aldım. O nedenle sizinle tanıdığım için mutluyum, iyi ki tanıştık."
"En temel özgürlük, insanın kendisi olarak yaşamında var olabilmesi ve kendi bütünlüğünü yaşayabilmesidir; dürüst insan özgürdür. (S. 226) "
Ya şimdi ya hiçbir zaman...
Kitabı karşılaştığım şu cümle sayesinde okumaya karar verdim :"Oblomov'u okumayı da erteliyorsak ne yapmalıyız? "
Tembelliğin, dinamik bir yaşamdan mahrum olmanın insanı yavaş yavaş ama heyûla bir etkiyle nasıl zehirlediğini,öldürdüğünü satırlara İlmek ilmek işleyen yazar ;oblomov ve ştolts'un iki ayrı dünyalarıyla sunar bizlere.
Çocukluktan süregelen ve Oblomov ile arsında güçlü bir bağ bulunduran Ştolts ;Alman disiplini ile yetişmiş enerjik, başarı ve çalışma azmi yüksek bir karakter iken Oblomov gözümüzde tembel varsayılan aslında tembellikten ziyade korkusuyla yüzleşmekten korkan ,sorumluluktan kaçan bir karakterdir. Roman boyunca Ştolts'un ve birçok farklı unsurun Oblomov'u hayata bağlayıp bağlayamayacağı dilemmalar arasında gidip geliriz.
Ştolts'un yönelttiği: " Ya şimdi ya hiçbir zaman! " Sorusu roman boyunca yankılanır zihnimizde. Oblomov şimdi deyip; pamuk şekerinden bulutlarla kaplı ,şıpır şıpır mutluluk damlayan bir hayatı mı yoksa hiçbir zaman deyip, inkârların fırtınasına kapılan bir hayatı mı tercih edecektir?
