R.Nur

R.Nur
@RNur7
Sakın büyüme, bu bir tuzak.
Neden karnımı o zaman doyurmadınız? Onlar o zaman yazılmıştı.
Reklam
Haritasız ve dümensiz kalmış, gideceği limanı olmayan bir gemiydi. Kendini akıntıya bırakıp sürüklenmek, en azından hareket etmek, hayatta kalmak demekti ki içini acıtan şey de zaten buydu; yaşamak.
Hayaletlerin ölmüş ama öldüğünü farketmemiş insanların ruhları olduğunu duyduğunu hatırlayınca, öldü de bundan haberi mi olmadı diye anlamak için bir an çalışmasını kesti.

Reader Follow Recommendations

See All
"Bugün çok gerginim," dedi alçak sesle. "Konuşmak değil, sevmek istiyorum."
Hazırlandım ve yoğun çalıştım. Yolun sonunda beni bekleyen sen olduğun için asla kaytarmadım.
Reklam
Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir, o kadar. Şu güneşin altındaki hiçbir sebep sadece türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inanıyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez.
Batı yönünde ufukta toplanmaya başlayan bulutlara, batmaya başlayan güneşin ışıkları yansıdı, gökyüzü gül rengine dönerken tepeler kızıllaştı. Gül rengi ışık etraflarını sararken Ruth, "Goodbye Sweet Day" aryasını okumaya başladı.
Ölüler mezarlarında kalmalı. Neden bana ve içimdeki güzelliğe onlar hükmetsin? Güzellik canlıdır ve ölümsüzdür. Diller gelir geçer. Onlar ölülerin tozudur.
Ruth'un anlayışını aşan bir şeydi. Martin'in kullandığı kavramlar ona çok nahif geliyor, ama bir yandan da, sıkça olduğu gibi, uçuşa geçen atak algısına vurularak yıldızlar arasındaki uzak noktalara ulaşan yörüngesini takip edemediği beklenmedik etkisiyle olduğu yere çökmekten ve büyük heyecanlara kapılmaktan başka yapacak bir şey bulamıyordu.
Ne söylediğinizi, biraz da nasıl söylediğiniz belirler.
Reklam
Yani haritası ya da pusulası olmadan yabancı denizlere sürüklenmiş gemi gibiyim.
Aniden sustu kaldı. Aklı karışıktı kendini ifade edemediğini fark etmişti acıyla. Okuduğu dizelerdeki yüceliği, kor gibi parlayan hayatı hissetmiş, ama hakkınca anlatamamıştı. Düşündüklerini dile dökememiş, zifiri karanlık bir gecede, yabancı bir gemide, hiç alışık olmadığı halatların arasında el yordamıyla yolunu bulmaya çalışan denizciye benzetmişti kendini.
Karşısında yaşamaya değer bir şey vardı işte; kazanmak için savaşmaya, mücadele etmeye ve evet, uğruna ölmeye.
İçip hayal şarabını yatayım sarhoş!
O yanında yatmakta olan kadının nasıl olup da uzun yıllar boyunca aşığının ona yaşamak istemediğini söylediği anda ki gözlerinin resmini kalbinde sakladığını düşünmeye başladı.
214 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.