Recep Yılmaz

Recep Yılmaz
@Recep_Yilmaz
Öğretim Üyesi
Doktora
Samsun
9 reader point
Joined on May 2021
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Hayatı boyunca biriktirdiği her şey, ismi ile birlikte uçup gitmişti. Hayattaki en büyük hesabı adamlığı iken, şimdi insan olmanın eşinden aşağı yuvarlanmıştı. Taktıkları lakap kadar var olabiliyordu ancak. Ötesi yoktu.
Sayfa 58
Reklam
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Düşününce, o an idrakine vardı; bu dünyanın ölülerin dünyası olduğunu. Yaşayanlar, sadece uykudaydı. O ise hakikate uyanmıştı. Ölümün gerçekliğini, yaşamın gerçekliğine katmıştı, ölülerinkini de kendininkine. İçine düştüğü durum açıktı, tıpkı ne olduğu gibi. İki dünya arasında bir gezgindi. Bundan şüphesi yoktu.
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Fakat hayatın çarkları, çoktandır onun düzeninin dışında işliyordu. Her döndüğünde, dişlilerin arasında birazcık daha sıkışıyor ve gittikçe parçalanıyordu.

Reader Follow Recommendations

See All
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Seyirci Etkisi
O gidince, babayiğitler, bu sefer kadının oğluna saldırdılar. Erkeklikleri sorgulanmıştı. Sorgu sual edilecek mesele miydi ki? Teyze, resmen iki lafıyla alayını hadım etmişti. İğdiş edilmişlik, harem ağalarının dillerine vurdu: Erkeklik dediğin öyle olmazdıydı. Kendi evlerine sıra geldi miydi, iş değişirdi. Onlar da boş değillerdi. Hem Taylan efendinin ihtiyatsızlığıydı. Kim demişti, iki baş bir deli kalkıp baskına gidin diye? Haber verdiler de bir başlarına mı koymuşlardı?
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
İnsanların günahı yoktu. Suçlu şeytandan medet umandı. Kendisiydi.
Reklam
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Nihayetinde, alacağını gidip kendi almıştı. O günden sonra, onu gören de olmamıştı. Başına ne geldiyse âdemlerden gelmişti, başkasından değil. Şu durumda, günahkar olmayan, bir tek, iblisin kendisiydi. Orası öyleydi. O an aklına takıldı: Şeytan, günah işler miydi? Düşündü. Akıl erdiremedi.
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
bir cümlenin içine yerleştirilemezliğin gerçekliği kadar acı verici
Değil zihnini kaplayan karanlık, dünya üzerindeki hiçbir eziyet, bir cümlenin içine yerleştirilemezliğin gerçekliği kadar acı verici olamazdı. Hiçliğin ne kadar korkunç bir şey olduğunu, kendisi bile hayal edemezdi. Nereden edecekti ki?
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Ortada teşekkür edecek bir şey yoktu elbet; minnet etmeye gerek de. Zira aldığının bedelini zaten ödemişti. Bunu iyi biliyordu. Hissetmişti. Hepsi buydu.
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
tanımlamalar, tanımlanmamız
Çerçici… Koca İblis. Onun adı bu muydu? Değildi tabi. Bir adı var mıydı? Kim bilebilir ki? Nihayetinde, onu bu isimle anan onlardı; kendini gelip tanıtmamıştı kimseye. İblise bile ad takan Âdem, kendi soyunu mu azade edecekti? Bu İblisi Çerçici yapan kendileriydi. Âdem’i kendisi yapan da diğer âdemlerdi. Öteki berikinin yaptığı isek, nasıl özümüzden bahsedebilirdik?
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Hem mezar taşlarının üzerinde isimleri yoksa, cisimleri vardı. İsminden tanınmasa cisminden tanınıyordu. Kendisinin de cismi vardı. Herkes kim olduğunu biliyordu. Adıyla seslenseler ne olurdu, seslenmeseler ne?
Reklam
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Adsızlık, bir nevi hürriyetti. Belki de kendisi de özgürleşecekti isminden caydığında. Gerçekten öyle miydi?
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Bu İblis, bir tek adını isterdi A kardeş kardeş âdemden. Ölünce ismin olsa ne yazardı, olmasa ne?
Recep Yılmaz tekrar paylaştı.
Bu dünyada onu takdir edecek bir Allah’ın kulu yoktu.
181 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.