Rhysand

Ona dünyasının merkeziymiş ve diğer her şey bir aksesuarmış gibi bakışını her zaman sevmişimdir. Sanki dünya gri ve tek renkli olan kendisiymiş gibi.
Reklam
Saçları sıcak bir yaz gününde güneş gibi. Bazen annemin sırf benimle olmak için güneşten geldiğini düşünüyorum. Yakıcı güneşten kimse kaçamaz, değil mi? Ama annem bunu her gün benimle olabilmek için yaptı.
Yine de onun vahşi gözlerine bakıp içinde koca bir evren buldum.

Reader Follow Recommendations

See All
Bir tabağı paramparça ettikten sonra parçaları toplamak için zaman ayırmanız, kırılmasının sizin suçunuz olmadığı anlamına gelmiyordu.
Onun kahrolası sözlerini duymak, benimkileri de ona söylemek istemiyordum. Kafam da çok fazla şey vardı ve ben onların içinde boğuluyordum.
Reklam
Şimdi de kalbimin olması gereken yerde ellerimde bir yığın kırık parçayla baş başa kalmıştım ve kendimi daha derinden yaralamadan onu nasıl onaracağımı bilmiyordum.
Belirsiz bir süre boyunca gözlerim şişene ve içimde hiçbir şey kalmayana kadar ağlayarak un ufak oldum. Ardından yavaş yavaş, kendimi tekrar toparlayana kadar derin nefesler aldım. Dağılmıştım ve bazı parçalarım yeniden şekillenmişti ama artık harap halde değildim.
Ne bok istediğimi biliyordum ve bu konuda kimin ne düşündüğü umurumda değildi.
Hayat henüz bitmemişti. İçinde bir an'ı gizliyor olabilirdi, umutsuzluğun son arayışlarındaydı. Belki hayat güzeldi ve Erika yanlış yaşamıştı...
Aşkının üstesinden geldiğini sanıyor ve onu, bir ölüyü anar gibi anıyordu. Anıları yumuşak ve uzaklaştırıcı renklere bürünüyordu, unutulmuş bölümler tekrar gün yüzüne çıkıyor, gerçekler ve rüyalar arasında birleştirici gizli ipler gidip geliyordu, her şey bir kördüğüm olana dek...
Reklam
Erika'nın ruhundan çıkan acı, tekrar ruhuna akıyordu; çünkü bitmez tükenmez acılarını hep kendi kendiyle paylaşıyordu.
Bir dua, ruhunun derinliklerinden, dudaklarına doğru yükselmeye cesaret ediyordu. Bir anda her şey geçecek, büyük karanlık, büyük bir hiçlik... Hiç bir şey hissetmemek, bir şey düşünmek zorunda olmamak, hemen ve beklenmeyen son, uyanmak gibi, kabustan kurtulmak gibi...
Hayatı düşünmüyordu; çünkü tanımıyordu, hayatı bir an da bitiverecek bir rüya gibi yaşamıştı.
Her zaman çok sessiz olsa da varlığı en gürültülü olan oydu.
"Aşk..." diye başladı. "Sanırım düşüyormuşsun gibi geliyor... ve seni yakalayabilecek tek kişi oymuş gibi hissettiriyor."
1,534 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.