Rhysand

Bir tabağı paramparça ettikten sonra parçaları toplamak için zaman ayırmanız, kırılmasının sizin suçunuz olmadığı anlamına gelmiyordu.
Reklam
Onun kahrolası sözlerini duymak, benimkileri de ona söylemek istemiyordum. Kafam da çok fazla şey vardı ve ben onların içinde boğuluyordum.
Şimdi de kalbimin olması gereken yerde ellerimde bir yığın kırık parçayla baş başa kalmıştım ve kendimi daha derinden yaralamadan onu nasıl onaracağımı bilmiyordum.

Reader Follow Recommendations

See All
Belirsiz bir süre boyunca gözlerim şişene ve içimde hiçbir şey kalmayana kadar ağlayarak un ufak oldum. Ardından yavaş yavaş, kendimi tekrar toparlayana kadar derin nefesler aldım. Dağılmıştım ve bazı parçalarım yeniden şekillenmişti ama artık harap halde değildim.
Reklam
Ne bok istediğimi biliyordum ve bu konuda kimin ne düşündüğü umurumda değildi.
Hayat henüz bitmemişti. İçinde bir an'ı gizliyor olabilirdi, umutsuzluğun son arayışlarındaydı. Belki hayat güzeldi ve Erika yanlış yaşamıştı...
Aşkının üstesinden geldiğini sanıyor ve onu, bir ölüyü anar gibi anıyordu. Anıları yumuşak ve uzaklaştırıcı renklere bürünüyordu, unutulmuş bölümler tekrar gün yüzüne çıkıyor, gerçekler ve rüyalar arasında birleştirici gizli ipler gidip geliyordu, her şey bir kördüğüm olana dek...
Erika'nın ruhundan çıkan acı, tekrar ruhuna akıyordu; çünkü bitmez tükenmez acılarını hep kendi kendiyle paylaşıyordu.
Bir dua, ruhunun derinliklerinden, dudaklarına doğru yükselmeye cesaret ediyordu. Bir anda her şey geçecek, büyük karanlık, büyük bir hiçlik... Hiç bir şey hissetmemek, bir şey düşünmek zorunda olmamak, hemen ve beklenmeyen son, uyanmak gibi, kabustan kurtulmak gibi...
Reklam
Hayatı düşünmüyordu; çünkü tanımıyordu, hayatı bir an da bitiverecek bir rüya gibi yaşamıştı.
3,142 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.