Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sairanedost

Sairanedost
@Rmzi81
Bu ümmetin evveli ne ile ıslâh olduysa ahiri de onunla ıslâh olacaktır.evveli sahabe idi , ahiri de bizleriz.
İlahiyat
İlahiyat fakültesi
Düzce
22 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Hz ebubekir
Yüzü ve ahlâkı güzel olduğu için "Atik" olarak bilinirken, servetini Allah yolunda harcayıp eski elbiseler giydiği için "Zü'l-hilâl" olarak tanınırken, çok şefkatli ve merhametli olduğu için "Evvâh" lakabıyla anılırken, gaybla ilgili haberleri hiç tereddütsüz kabul ettiği için bizzat Hz. Peygamber'in (s.a.s.) "Sıddîk" dediği Hz. Ebu Bekir, Efendimizin hemen yanı başında. Sağlığında bütün servetini Efendimizin (s.a.s.) emrine tahsis eden sadık dost Hz. Ebu Bekir'e de selamını ver. Bilirsin ki dini uğruna her şeyini feda etmede en ufak tereddüde dahi düşmemişti o. Mekke döneminde Kureyşli müşriklerin ağır işkenceleri- ne mâruz kalan Müslüman kölelerle yabancılardan erkek, kadın, zayıf ve güçsüz pek çok kimseyi büyük paralar ödeyerek satın alıp azat ederken de varını yoğunu esirgememişti. O ne güzel dosttu öyle. Hz. Peygamber'in (s.a.s.) "Sen Allah'ın cehennemden azat ettiği kimsesin" diye müjdelediği dostu selamla.
Reklam
Kim de beni anmaktan yüz çevirirse mutlaka sıkıntılı bir hayatı olacaktır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz. O der ki: 'Ey Rabbim! Beni niçin kör olarak hasrettin? Halbuki daha önce gören biriydim. Allah buyurur. İşte böyle! Sana ayetlerimiz geldiğinde onları unutmuştun, bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!
Sonunda varacağı yeri düşünerek iç geçirenlere, dağ- la taşla sohbet edenlere, susanlara, yiyenlere, içenlere, 'Rabbimiz işittik ve geldik' diyenlere bakarak dalmışken, cennetten bir beklenti ile solunan nefeslere ram olursun. Gecenin karanlığında durduğun vakfede içini dökerken, gözlerin efendiler efendisinin uğradığı yerleri arar. Devesiyle hızla geçtiği geçitlere bakar. Her yerde ashabiyla birlikte onu görür gibi olursun. Dua ederken, namaz kılarken, hatta sohbet ederken... Yalnızca Allah'ı dost ve yardımcı seçenlerle birlikte huzur seni kuşatsın. Her şeyin sahibi olan Allah'ın ev sahipliği yaptığı bu yerde yatağın yorganın toprak olsun, yastığın taşlardan olsun. Görüyorsun ki dünyalık alıp vermeleri artık arkalarında bırakmıştır insanlar, kendi telaşlarına düşmüşlerdir. Ne yorgunlukları, ne açlıkları, susuzlukları ne asli ihtiyaçları gözlerine görünür. Herkes hiçbir şeydir ve herkes sadece tek bir şeydir, kendisidir. Bu heybetiyle gördüğün ve iliklerine kadar yaşadığın büyük manzara tam da mahşerin provasıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yalnız değilsin..
Şimdi Hacer gibi zordasın, zor durumdasın, bir başına- sin. Su arıyorsun. Yani en çok ihtiyacın olanı arıyorsun. En hayati olanı. Bazen bebek İsmail'in susuzluğu ile dilin damağına yapışır, bir yudum zemzemle yeniden hayat bulursun. Bazen İbrahim'in ardından koşarsın, hüzünlenir Hacer ile birlikte geri dönersin. Asla yalnız değilsindir. Sakın aklından çıkarma, kimse asla yalnız değildir. Kimse hiçbir zaman asla yalnız değildir. "Allah kişi ile kalbi arasına girer."" Yere gireni de, ondan çıkanı da, gökten ineni de, oraya yükseleni de Allah bilir. Nerede olursan ol, O seninle beraberdir.Sana şah damarından daha yakın olan Allah bütün yaptıklarını hakkıyla görür.
Dünün neresine uzansan, enkaz yığınıdır sanki. Hayatını sağlamlaştıramadığın taşlarla örmüşsündür. Kuruyarak sertleşmiş yaraların hiçbir zaman seni rahat bırakmamıştır. Anlamını yitirmiş sözcüklerin sancısını kalbinde taşırsın. Kelimeler anlatmak istediklerine kâfi gelmeyebilir. Ne kadar konuşmaya yeltensen de, uzun uzun çabala- san da eksik olan bir şeyleri fark etmen geç olmaz. Ömür boyu noksanlığını hissedeceği bir şeyleri hep vardır insa- nın. İnsan biraz da eksiktir o yüzden. O yüzden bir vardır bir yoktur. Eksiğini gidermek için dön. Af dilemek için. Yaratanın hatalarını örtsün diye.
Reklam
Hz. İbrahim oğlu Hz. İsmail ile birlikte Kâbe'yi inşa ederek, "Ey Rabbimiz! Bize ibadet yollarımızı göster!" diye dua etmişti de Allah Teâla Cebrail'i göndererek, Hz. İbrahim'e hac ibadetini nasıl yerine getireceğini öğretmiş ti. İşte o sebepten. Efendimizin de öyle yapmasından dolayı. "Hac ile ilgili yapmanız gerekenleri benden öğrenin.dediği için. Ondan sana miras. Tavaf başka bir dünya. Bu dünyadan uzakta bir dünya. Eşi benzeri olmayan bir âlem. Baş döndürücü huzuruyla ilahi huzur. Bu eşsiz zamanda ve bu eşsiz mekânda gecenin içinde parlayan beyaz ışıklardan oluşan halkaların ne kadar da ikna edici, ne kadar da cana yakın olduğunu fark ediyor musun? O ışık parçacıklarından bir tanesi de sensin. Nazargâh-ı ilahi olan kalbini, Allah'ın eviyle yani Beytullah ile yan yana getirmek için Kâbe'yi soluna alarak buradan başlıyorsun tavafa. Hacerülesved'in hizasından. İşte başlangıç noktası. Dünyaya gözlerini açtığın yer. Doğumun yani. Yeni hayatın için bir diğer adımın. Kâbe sol tarafında, kalbinin yanıbaşında. Seni bekliyor, selamlamanı bekliyor. Ruhlar âleminde verdiğin kulluk sözünü, Allah'a ahdini yenilemen için, sözünde durduğunu göstermen için sağ elini kaldır, tehlil ve tekbir getirerek Hacerülesved'i selamla. Önce Hz. İbrahim'in sonra da Hz. Peygamber (s.a.s.) ve ashabının hatırasını yâd et. Sahabenin söylediğini söyle: "Allahım, sana inanarak, Kitabını ve peygamberinin sünnetini tasdik ederek/peygamberinin sünnetine uyarak (selamlıyoruz)."
Hem ilk günden beri Kâbe'nin eteğinde biriken secdelerle secdelerin olur. Örtüsüne tutunmaya çabalayan mısra misra münacatın olur. Göğün merkezine kanat çırpanlarla duaların olur. Tavaf tavaf nefhalarla aydınlık yolun olur, göz göz işığın, seni doyuran sırların olur. Yitiğini bulduğun olur. Bakacak yüzün, söyleyecek sözün olur. Sevdan daim olur. Yani bayramın olur.
Varlık amacını unutmuş bir kalpten daha acımasız ne olabilir?
Her gün yeni bir hayat ile bu nefesi sana bahşediyor ya yüce yaratan alemin altınları, ziynetleri, İnci mercanları da neymiş? Can eteğine asılıp duran sonsuzluk habercisi sabırlıca beklemedeyken, şan da neymiş, şöhret de neymiş? Feleğin semasını dönüp durmadayken meleklerden bir melek, yedi düvele kafi mal da neymiş, cihana hakim mülk de neymiş? Donanıp bezenmişken, Gök saçağı emsal süslenmişken secdelerde virdi Seher ile nesim-i seher, yatak yorgan da neymiş, yastık döşek de neymiş? Ne varsa elinin altında bakıp kolladığın, benim dediğin ne varsa, her şeyi onun ya. Bağ, bahçede neymiş, köşk, sarayda neymiş? Madem sevgili evvelden evine buyur etmiş zamanın güzel bir vaktinde, gelsinler diye haber salmış sevdalılara ve sana; dünyanın cevri cefası da neymiş, meşakkat da neymiş?
Oysa insan hayatı, gökte belirip kaybolan bir buluttan, esip geçen rüzgarın bıraktığı izden başka bir şey mi ki? Hangi bulur kalmış gökyüzünde, hangi iz kaybolup gitmemiş? Hangi gülü solup kurulmuş da yaprağını dökmemiş.
Reklam
Uzayıp giden yol üstünde sayısız Aşkın kanatları Günler sayılı bahar'ın eteklerinde Açmaya Durmuş Gül goncaları Ne yapsan da bitmese Ruhunun ince örgüsünden Girip de tutunduğum bu yol Ateşin içinde İbrahim Taş üstünde İsmail Güneş altında Hacer Sevdaya yol, hasrete yol, umuda yol Seni bekler Yola çıkalım..