Aslında şapkadan çıkan beyaz tavşan biziz.
Bu beyaz tavşanla aramızdaki fark tavşanın sihirbazlık oyununun bir parçası olduğunu bilmemesidir.
Bizim durumumuz farklı. Biz sır dolu bir şeylere katıldığımıza inanırız ve her şeyin nasıl bir araya geldiğini açıklamak isteriz.
Not: Beyaz tavşanı belki de bütün evrenle karşılaştırmak daha iyi olur.
Biz tavşanın tüylerinin en diplerinde oturan kımıl kımıl böcekler gibiyiz.
Ama filozoflar büyük sihirbazın gözlerinin içine bakabilmek için ince tüylerin uçlarına tırmanmayı denerler.
Hayatta en önemli şey nedir?
Açlık çekilen bir ülkede birine bu soruyu sorarsak cevap "yemek" olacak;
donmakta olan birine aynı soruyu sorarsak cevap "sıcak" olacaktır.
Kendini yalnız ve çaresiz hisseden birine soracak olursak cevap mutlaka "diğer insanlarla beraber olmak" olacaktır.
Ama bütün bu ihtiyaçlar giderildikten sonra, bütün insanların ihtiyacı olan bir şey daha var mıdır hâlâ?
Filozoflar buna "evet" diye cevap verirler. Onlara göre insan sadece ekmekle yaşayamaz. Tabii ki bütün insanlar yemek yemelidir. Ayrıca sevilmeye ve ilgi görmeye ihtiyaçları vardır. Ama bütün insanların ihtiyacı olan bir şey daha vardır: Kim olduğumuzu ve neden yaşadığımızı bilmek.
İnsan öleceğini fark etmiyorsa, varoluşunu da yaşayamaz, diye düşündü. Ve bir yandan yaşamın ne kadar harika olduğunu düşünmeden de, ölmek zorunda olduğumuzu düşünmek imkânsız.