Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Serenay Ulusoy

108 syf.
7/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Kitabın sayfa sayısına bakınca doyurucu bir içerik beklenmiyor. Ancak yazı puntolarla o kadar küçük ki, bu hem içeriğin kabarık olduğunu düşündürüyor hemde okumayı ve anlamayı oldukça zorlaştırıyor. Hem olumlu hem olumsuz etkisi olan bu fiziksel özellik kitap okununca olumlu düşüncelerin maalesef silinmesi ve sadece negatif bir izlenim haline gelmesiyle akılda yer ediyor. Mimarlık kavramları gibi iddialı bir başlık için yeterli bir içerik değil. Ki bence daha da önemlisi hedef kitle olarak belirlenen mimarlık mesleğinin başlangıç aşamasındaki okuyucular için doğru bir içerik mi ondan da pek emin değilim. Ancak yazarın yazı dili, değindiği konular ve bakış açıları gerçekten çok başarılı. Böylesi bir emeğin okumayı eziyet haline getiren puntolar ile heba edilmiş olması çok üzücü.
Mimarlık Kavramları
Mimarlık KavramlarıDoğan Kuban · Yem Yayın · 201899 okunma
Reklam
224 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ortaokul veya lise yıllarımda tanışma fırsatı bulduğum ve sohbetini yazarlığından daha çok sevdiğim biri İdil Kefeli. Kitabını tanışmadan önce de sonra da defalarca elime almama rağmen bitirmeyi bu güne kadar hiç beceremedim. Çok iyi bir dili olduğunu düşünmüyorum. Ancak o kadar iyi bir niyetle yazılmış ki kitap, insan kötü bir tavır sergilemeye çekiniyor. Kitaptaki cümlelerin daha iyi bir Türkçe ile yazılmasını çok isterdim. Bunun beraberinde eşit görerek aynı yola çıkardığı iki karakter olan kızı ve yeğeni kitabın her sayfasında aralarında uçurumlar olan iki çocuğa dönüşüyorlar. Yazar burada gerçekleri mi yansıtıyor yoksa kızını biraz kayırıyor mu tam bilemiyorum, ancak çocuklardan birinin gerçek bir çocuk, diğerinin ise adeta bir filozof olması (ki tahmin edebileceğiniz gibi kızı adeta bir filozof) beni bu yaşımda bile huzursuz ediyor. Çocuklara felsefe sevdireyim derken çocuklara aslında sürekli yanlışı düzeltilip çoğu fikri ham, yetersiz ve yersiz görülen yeğeni (Ege) gibi olduğunu söylüyor gibi... bir çocuk olarak okusaydım muhtemelen “Atı alan Üsküdar’ı geçmiş asla Övgü gibi olamam Ege bile olamamış baksana....” deyip felsefeye küsebilirdim sanırım.
Fındıklı Çikolata Tadında Felsefe
Fındıklı Çikolata Tadında Felsefeİdil Kefeli · Bilge Kültür Sanat · 201129 okunma