Lev Tolstoy’un Anna Karanina romanı şöyle başlar; “Bütün mutluluklar birbirine benzer fakat, mutsuzluğun kendine has bir hikayesi vardır.” Mutsuzluğun kendi zatında uzun, lirik bir hikayesi vardır. Yaşayanlar bilir.
''Hayatın kuralı bu, ne kadar uzağa gidersen git, başladığın yere dönersin sonunda. Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı.''
Attila İlhan'ın şu cümlesi gibi: “Yalnızım belki, belki ne yapacağımı bilmiyorum. Fakat kötü değilim sadece yaşamak zorlaşıyor ve birçokları gibi bir dümenini bulamıyorum.''
Fantastik kitaplara düşkün biri olarak ve bu tür evrenlere tanıklık eden biri adına konuşacak olursam keyifle okudum ama kitabın genel konusuna hazırlık amacıyla bakacak olursak yazar bölüm bölüm ayrı ayrı hikayeler anlatarak sizi 3. kitaptaki ana hazırlıyor. Haksızlık etmemeniz ve Witcher evreninizi tanımanızı şiddetle öneriyorum.