Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve Ayan

200 syf.
10/10 puan verdi
Ait Hissedememek
Öncelikle bir günde bitirdiğimi söyleyerek başlamak istedim ki ne kadar akıcı olduğunu anlatabileyim. Benim gibi çoğunlukla psikoloji okuyan hatta terapiyi rutinlerinden çıkarmayanlar için çok güzel hikaye. İster istemez her karakterde sağlam bir tahlil yapabiliyorsunuz. Bir güzel de ders veriyor size. Kendini bir türlü bir yere, bir şeye, birine ait hissedemeyen Ethem… Ethem, karısında, çocuklarında, abilerinde herkeste bir kusur bir suç buldu. Yaşayamadığı çocukluğun içinde yetişkin bedeniyle kalakaldı. Annesinin öz olmadığını öğrenince o dalgalı sular zihninde durulur ve ayakları yere basmaya başlar. Artık suçlayacağı biri yoktur, bu da demek oluyor ki büyümek zorundadır. Suçlayacak kimsemiz kalmayınca yani suçlamayı bıraktığımızda çocuk olmaktan çıkıyoruz. Suçluluk duygusuyla büyütülen bizler, başkalarını suçlayarak bu duygudan kurtulmaya çalışıyoruz. Suçlamayı bıraktığımızda içimizdeki sesler kısılıyor ve Ethem gibi artık çevremizdeki sesleri duymaya başlıyoruz. İçimizdeki o koskoca boşluk sevgiyle doluyor. Kalemine sağlık
Şermin Yaşar
Şermin Yaşar
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20235bin okunma
Reklam
284 syf.
10/10 puan verdi
·
34 günde okudu
Bir babanın kızına 13. Yaş gününde aldığı defter, Nazilerin soykırımı sonrasında içi kızı tarafından gün gün doldurulmuş defter olarak eline geçer ama maalesef artık Anne hayatta değildir. Bu baba aynı zamanda 1. Dünya savaşında Almanya’ya hizmet etmiş bir asker… Nazilerden kaçmak için iki yıl, hatta iki yıl bir ay bir çatı katında yaşayan (sakalanan) yahudi bir ailenin küçük kızının yazdığı günlük olan bu kitabın o küçücük ellerden çıktığına inanması güç. Yazarlık hayali olan Anne eğer yaşasaydı kim bilir ne eserler okuyacaktık diye düşünmeden edemiyorum. Yakalandıktan sonra tutuldukları çocuk kampında tifo nedeniyle ölüyor Anne. Bu aileden tek sağ kalan baba… Ve onun sayesinde bu inanılmaz hikayeye tanıklık ediyoruz.
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20177,4bin okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
Bugünün şerrini bugün kesip atmazsan yarına sirayet eder.
Her yıl dört gözle beklerim ‘Duygu Asena Roman ödülünü’ bu sene kim alacak diye. Geçen yıl beni Seray Şahinerle tanıştıran Duygu Asenam bu sene Arlin Çiçekçi ile tanıştırdı. Servi nine ve üç güzelleri soluksuz okudum yazarın anlatım dili, hikayenin sıkmadan ilerleyişi donanımlı bir yazarın elinden çıktığı belli. Romandaki baba kız ilişkisi biraz göz doldurabilir. Annesiz büyüyen bir kız çocuğuna sevgi dolu kalbini açan bir babanın ona neler bahşettiğini gözler önüne seriyor yazar. Ahh babalar … Bir kız çocuğuna layıkıyla baba olabilmek kaç hayat kurtarıyor bir bilseniz. Suna’nın yaratıcı zekası, iç sesini duyabilmesi, merhameti, kendine güveni, cesareti, hatalarını dahası kendini olduğu gibi kabul edebilip sevmesi… benim çıkarımlarım bunlar oldu. Okuyacak olanlara spoiler olmaması adına içerikten çok bahsetmek istemedim. Belki diğer okurlar da başka bir yerden tutarlar romanın ucunu…
Servi Nine ve Üç Güzeller
Servi Nine ve Üç GüzellerArlin Çiçekçi · İthaki Yayınları · 0353 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
353 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Ben ne yaşadım böyle !
Okumadım adeta yaşadım. Çocukluğunu 1950’den önce yoksul ama onurlu bir Türkiye’de geçiren Mina Urgan’ın zamanında ne büyük servetler, ne de korkunç yoksulluklar vardı. Bağımsız ve haysiyetli bir ülkeydi, onun gözünde. Milli gelirin dağılmasında şimdiki gibi büyük uçurumlar yoktu tabi. Kitapta kimler yoktu ki… Bana
Simone de Beauvoir
Simone de Beauvoir
Mandarinler
Mandarinler
anımsattı. Dönemin siyaseti sıklıkla anlatılmakla beraber,
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik
,
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
,
Halide Edib Adıvar
Halide Edib Adıvar
,
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
,
Aziz Nesin
Aziz Nesin
,
Melih Cevdet Anday
Melih Cevdet Anday
,
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Fazıl Hüsnü Dağlarca
,
Sabahattin Eyüboğlu
Sabahattin Eyüboğlu
ve daha nicelerinin muhteşem hikayeleriyle karşılaşabilirsiniz.
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
muhteşem kaleminden çıkan
Serenad
Serenad
kitabındaki Struma gemisine tekrar rastlayıp insanlığınızdan utanabilirsiniz. Asıl en etkileyici bulduğum ise benim için Mina Urgan’ ın annesi Şefika Hanımdı. Sebebini şu alıntı ile açıklayacağım. “Bir kadının namusu belinden aşağısında değil, kafasındadır. Farzedelim ki, parası olduğu için bir adamla evlendin. Sen namussuz bir kadınsın. Asıl orospuluk budur. Hiç menfaat gütmeden ve başkalarına kötülük etmeden sevgili değiştiren bir kadına ben orospu demem, çapkın kadın derim ancak. Senin çapkın bir kadın olmanı istemem. Ama çıkarlarını kollayan nikahlı bir kadın olacağına, çapkın bir kadın ol daha iyi.”
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,4bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Sevgi kendini anlamaktan doğar.
Otomatik cevaplar, otomatik tepkiler, otomatik yaşamlar dünyasının siz de mi farkındasınız? Karşınızdaki insanların aslında sizi dinlemiyor, kafalarının içinde düşündüklerini mi fark ediyorsunuz? Evet siz de artık bazı farkındalıklara varmışsınız demektir. Aynı şekilde kendim de ezbere cevaplar veriyorum insanlara; ‘nasılsın?, iyiyim’. Artık bu gibi soruların cevaplarını her seferinde farklı yanıtlamaya çalışarak, alışkanlıkları kırıp, ezbere yaşamayı engellemeyi deniyorum. Nasılsın? , yeterince iyi’ . Son zamanlarda yaşamın beni neden yorduğunu düşünürken aslında beni yoranın zihnim olduğunu fark ettim. Tüm meditasyonlara rağmen gün içerisinde anda olabildiğim zamanlar çok nadirdi, kendimi geçmişi düşünürken, geleceği planlarken buluyordum her an. Neyse ki Berrak Yurdakul benim bu duruma üzülmektense sevinmem gerektiğini belirtip içimi rahatlattı. Artık kendimi bu halde bulduğumda zihnime müdahale etmeden nefesime odaklanıp bulunduğum ana, yani hayatıma dönebiliyorum. İç sesim insanları eleştirdiğinde artık nasıl ki ateşi çıkan birine kızmıyorsam, o insana da kızmayacaktım farkı yoktu, uyanık değildi. Farkındalıklarımın her geçen gün artacağını, bunun yavaş ilerleyen ancak güzel bir süreç olduğunu anlamamı sağladı. Öfke geldiğinde daha sakinim bana ait olmadığını biliyor zihnimi nasıl yönlendireceğim konusunda içim biraz daha rahat. Kitabın sonunda sizi küçük meditasyon çalışmaları bekliyor.
Ev Yapımı Bir Paraşüt
Ev Yapımı Bir ParaşütBerrak Yurdakul · Destek Yayınları · 2019890 okunma
Reklam
360 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yeni Düşünce Tek Şansın
Bu kitaptan güzel ödevlerle ayrıldım. Kendime de notlar almışken uzun zamandır kitap incelemesi yapmıyordum, paylaşayım dedim. Öncelikle başkalarının eski düşünceleri ile yaşamak yerine kendi yeni düşüncelerini yaşamak isteyenler not alsın. Artık adım atmadan önce düşün değil önce adım atıyoruz! 1. Değişime açık ol!
Tanrı İle Sohbet 1: Alışılmadık Bir Diyalog
Tanrı İle Sohbet 1: Alışılmadık Bir DiyalogNeale Donald Walsch · Ötesi Yayıncılık · 20191,070 okunma
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Kadının Kutsal Kitabı
Clarissa, kadınlara, bastırılmış, hapsedilmiş iç sesini duyması için mitlerle örnekleyip o kadar güzel açıklıyor ki bütün metaforlara hakim olabiliyorsunuz. Kitabı üç yıl önce yarıya kadar okumuştum ancak anlayamamıştım, demekki daha zaman varmış büyük uyanışa. Kadının ikili doğasını ve bunu yaşamasının, onun kendi olabilmesi adına psişelerini fark etmesi için inanılmaz kaynak. Günümüzde Clarissa dan bahseden , onun öğretilerinden faydalanmış bir çok kadın psikolog, yazar, toplum bilimci, yoga eğitmeni bulunmakta. Kendilerinden bunu duymak mutlu ediyor. İyi ki varsın muhteşem kadın Clarissa.
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan KadınlarClarissa P. Estes · Ayrıntı Yayınları · 20217,8bin okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Nasıl Özgür Oluruz? İnsan Olunca
Kendini keşfetmek, davranışlarında bilinçli bir farkındalığa ulaşmak isteyenler kitabı kesinlikle okumalı. Okumalı ki arkadaşlık ilişkisinden, aile ilişkisine, toplumsal ilişkiden cinselliğe kadar kendimizde görmemiz gerekenleri görmekte daha fazla geç kalmayalım. Bir taraf farkındalık yaşarken diğer tarafın hala aydınlanmamış olması günümüz okurlarının sıkıntısı olmaktan çıkmalı. Sen de kısır bir döngüde misin? Döngünü kıramıyor musun? Kendini gerçekleştirmek bulunduğun kısır döngüyü farketmekle başlar, tekrarında farklı tepki farklı bakış açısı geliştirmen döngüyü kırman demektir. Kendini yaşamayı göze al! Hayatına anlam katma sorumluluğunu kendisi üstlenen, bunun için toplumun başka bir ferdini sorumlu tutmayan kişi özgürdür. Özgür insan korkmaz, sevebilir
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201923,3bin okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
zavallı Türkler, zavallı Yunanlılar, zavallı dünya!
Aydın öğretmen- gerici din adamı sorunsalı bu toprakların vebasıdır. Bir öğretmen olarak bu tarz kitaplar okurken sinirlerime hakim olamıyorum. Kitaptan yorgun bitkin kalkıyorum. Yine de çok güzel bi olay örgüsü içerisinde çizmiş toplumu yazar. Eğitimden nasibini almamış kişiler toplumda birer tehlikedir, vatan hainliği yapıp yaptığının farkında olmadan, yapmadığına yemin dahi edebilir! Ve nihayet kalplerindeki kötülük tohumlarından, kin, kibirden insanlık düşmanı olacakları aşikardır. Zaten bir yerde birilerine kahpe! Dinsiz! Vatan haini! Vb söylem kullanan varsa önce diyen kişilerden şüphe edin…
Vurun Kahpeye
Vurun KahpeyeHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201910,6bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Momento Mori
Ölümü hayatı yaşamak adına aklından çıkarmayanlar… #momentomori Ok, yay, hedef metaforundan yola çıkarak hayatı nasıl yaşanır kılacağımıza dair bir saatten az bir sürede okunabilecek bir kitap. İçindeki çizimleri de çok güzel buldum. Bu tarz kitapları ayrı seviyorum bir çizimle bakış açına yenilik katabiliyor. Etrafınızda doğrunun efendisi olduğunu öne süren insanlardan, kendi gibi düşünmeyenleri eleştirenlerden nasıl uzaklaştığınıza hayret edeceksiniz… Unutma üçüncü kişilerin görüşleri sıklıkla önyargılar ve korkularla doludur.
Okçu'nun Yolu
Okçu'nun YoluPaulo Coelho · Can Yayınları · 20215,4bin okunma
Reklam
181 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Öncelikle benim gibi kafası karışan olursa diye belirtiyorum küçük bir basım hatası var, 1 masal ve 2. Masalın açıklama bölümü aynı, sanırım obur dev masalının açıklamasını birinci masala yazmışlar. Masalları çok beğendim, bilinçaltına güzel fikirler koyabilecek niteliklikte. Ebeveyn ve çocukların yer değiştirdiği metaforlardan oluşan hikayeler, yardımlaşmanın önemini çocuk yaşta beyinlerimize kazımak yerine herkesin kendi işini düzgün bir şekilde yaptığında gerek kalmayacağı, tatlı ve saygın bir dil kullanmanın önemi çok güzel şekilde işlenmiş. Her çocuğun bir birey olduğu ve birey olmanın gereğinin kim olursan ol kendine ait bir yeteneği keşfetmen gerektiği, keşfetmeden hayattaki basamakları çıkmanın zor ve anlamsız olduğu gibi şemalar çocuklara ve biz büyüklere işlenmek istemiş. Dikdörtgen kesimli kitap olmasını da çok faydalı buldum. Siz masalı küçüğümüze okurken yan sayfada bir diğer yandan resmi inceleyebiliyor.
Şema Masalları
Şema MasallarıAlp Karaosmanoğlu · Psikonet Yayınları · 201935 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Artık kitap tavsiyesi sorulduğunda liste başım #şiirliyastık Utandım… Dr. Reşit Galib’i sadece Andımızı yazan kişi olarak bildiğime! Uzun uzun yürüyüşlere çıktığım adını Cemil Topuzlu’dan alan caddenin sadece ismini bildiğime! İşgal güçlerinin iş birlikçisi hükümet iken sarayı karşısına alabilmek bir yana dursun, balkondan halka seslenen KADIN sesinin Halide Edip Adıvar’ı sadece Ateşten Gömlek ile bildiğime! Nazım Hikmet hayranı olup annesi Celile Hanım’ı bilmediğime! Hayatını Kara Afrika’ya adayan Trabzonlu Dr. Celalettin Algan’ın, heykelinin Afrika da olup memleketi Trabzon’da kaldırılmasından! Yine Trabzonlu Krino Kafato’nun bir yandan Trabzon sporu şampiyon yapıp, bir yandan perşembe günlerini yoksul hastaları muayene etmekle geçirmesine rağmen 6-7 Eylül olaylarında Kanada’ya göç etmek zorunda kalmasından!
Şiirli Yastık
Şiirli YastıkSunay Akın · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021674 okunma
924 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
özgürlüğün ne olduğunu sorgula!
Bütün karakterlerin ruhuna bürünüp onları tek tek yaşadığınız kitap! İnsanın Kendini sevilmeye layık bulmama, terk edilme korkuları... Aslında hayatın içinden başka zamanda da olsa gerçekten yaşamış olan karakterlerin olaylara, durumlara bakış açıcısı... Kendisi de bir psikolog olan Simon de Beauvoir’in gözünden bizim bozukluk dediğimiz psikolojik sorunlara bakışı, aslında psikolojik tedavi ‘düzelme’ dediğimiz şeyin ne kadar kaygı verici ve herkesi aynı yapma çalışması olduğu... Birbirlerine ne hissettiğini açıkca söyleyebilen sevgililer... Bireysel hayatlarına müdahale etmeden çift olan eşler... Duygularını sonuna kadar yaşayan ve hatalarını kabullenebilen bireyler... Eşine güven veremediğinden onu saçma davranışlarından dolayı yadırgamak yerine suçu kendinde bulup pişmanlık duyan erkekler... Bir erkeğe onu sevdiğini gurura yer vermeden söyleyebilen kadınlar... Sanki yan masamda oturuyorlarmış da kulak misafiri oluyormuşcasına dinlediğim mandarinlerin muhabbetleri... Kadınlarının komplekslerini onları aşağılamak yerine böyle hissettirdikleri için üzülen erkekler... Yer yer kendimi eleştirip yer yer kendimle gurur duyduğum 924 sayfa
Mandarinler
MandarinlerSimone de Beauvoir · Alfa Yayınları · 2019289 okunma
196 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kutsal kitaplar gibi, erkeğe hitap ve sesleniş olarak yazılmıştı kitap. Bunu da yazarın kendi ilişkisinden yola çıkarak örneklemeler yaptığını düşünerek olumluyorum. Güzel bakış açıları ve hayatınıza alıntılayabileceğiniz noktalar var. ‘Aşk kalmazsa dostluk da biter.’
Evliliğin Estetik Geçerliliği
Evliliğin Estetik GeçerliliğiSoren Kierkegaard · Alfa Yayınları · 2020166 okunma
161 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Normal şartlarda bir yazarı en iyi onun romanlarından tanırız. Ancak Sabahattin Ali’yi tanımak için şiirlerini okumak gerek. Bütün varoluş kıvranışlarını dize dize dökmüş sayfalara. Küçücük bir ömre ne kadar çok kimlik sığdırmış. Bazıları ( ki bunların yaşam korkağı olduğunu düşünürüm) bu tarz değişimleri karaktersizlik olarak ya da hata olarak düşünür. Ben ise gurur duydum ve kıskandım. Bizler bir kimlikle buhranlar geçirip uğraşırken kendisi çoğunu denemiş, üstüne uymayanı da çıkarıp asmış. Her değişimin yeni bir hayat olduğunu hata olmadığını öğretti bana Sevgili Sabahattin Ali. Elimden geldiğince çok değişeceğim.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 201921,2bin okunma
302 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Zaman tasarrufu kim için? ‘Nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör biri için gökkuşağının renkleri ve sağır biri için kuş sesleri nasıl boşunaysa, yürekle algılanmayan zamanda öyle boşa gider, kaybolur.’ Kitaptaki berber amcanın dramıyla başladı her şey. Zamandan tasarruf etmek için müşterileriyle muhabbet etmeyi bıraktığında, işini hızla yapıp bitirdiğinde evet vakti artmıştı ama içindeki boşluk da öyle. Şimdi anlıyorum ki zamandan tasarruf etmek adına geçirdiğimiz bütün zamanları çöpe atıyoruz. Daha hızlı çalışıyor, daha hızlı sürüyor, daha hızlı yiyiyor daha az konuşuyoruz. Amaç ise sadece zamandan tasarruf edebilmek. En son hangi yürüyüşünüzde etrafınızda kötü durumda birini fark ettiniz, hangi yolculuğunuzda bir güzelliğe uzun uzun istediğiniz kadar bakabildiniz. Belki de hatırlayamayacağımız kadar uzun bir zaman önce. Artık yapmıyoruz bunu görmüyoruz, duymuyoruz, çünkü acelemiz var çünkü yapılacak çok işimiz var. Peki ya aceleyle yaptığınız işin sizin için bi kıymeti yok mu? Yoksa neden yapıyorsunuz? Hepsini zevkle sindire sindire yapma gibi bir şansımız yok mu? Tasarruf ettiğimiz zamanı kime ithaf ediyoruz?
Momo
MomoMichael Ende · Qanun Nəşriyyatı · 201966,2bin okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Düşün ki çok inançlısın ve bütün günahlardan kaçıyorsun buna rağmen en büyüğünü işleyip bir kadını öldürtecek hatta dahası inandığın kitaba kendinden sözler ekletecek kadar bir kadın bir topluma ne yapmıştır? diye düşünerek yıllar önce Hypatia hakkında araştırmaya başladım, felsefesini, yaşayışını, ölümünü okudum (hatta ‘Agora’ filmi vardır tavsiye ederim) sonra farkettim ki korkulan şey Hypatia yada onun gibilerin inançsız oluşu değil, aklını kullanıyor olması, hepsinden daha cesaret sahibi olması, herkesten daha çok uzağı görebilmesi dahası bir kadın olması, bir kadın olarak konuşuyor olmasıydı.
Yanlış da Olsa Düşünmek Hiç Düşünmemekten Daha İyidir - Hypatia
Yanlış da Olsa Düşünmek Hiç Düşünmemekten Daha İyidir - HypatiaTuğba Sarıünal · Destek Yayınları · 20201,838 okunma
296 syf.
3/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Din ile devlet işlerini birbirinden ayıramayan ülkeler gibi, din ile felsefeyi birbirinden ayrışmamış yazar. Felsefe de fikirler sadece din üzerine midir? ki kitabın içeriğinde filozofların düşüncelerinden çok tanrı ile ilişkileri anlatılmış. Ölmek deyince akla bu gelmemeliydi elbette gelir ama bir filozof için değil. Sayfalarca Thomas More anlatırken (kendisini ve edebiyatını çok severim), Hypatia ve düşüncelerinin bir sayfa kadar sürmesi; sanırım Hypatia’nın mistisizimden uzak bir felsefe ile ilgileniyor olması. Simone Weil gibi bir filozofu anlatırken yine onun sadece dini düşüncelerine yer vermesi de cabası.
Fikirler İçin Ölmek
Fikirler İçin ÖlmekCostıca Bradatan · Can Yayınları · 201889 okunma
244 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Otuzuma bir kala ‘otuzunda kadın’ Balzac’dan düşüverdi kucağıma... insanın düşündükleri, biriktirdikleri, savaştıkları veya üzüntüleri ile bir kitapta karşılaşması onu okuyana dost mu yapar düşman mı? Sırtımı sıvazlayan bir dost oldu bana. Neyseki Markiz gibi genç yaşımda bir rüyaya atlayıp gerçeklerle karşılaşınca hayatımı bitkisel hayata sokmamışım... Her ne kadar toplumda evlenmemiş olmanızın özellikle bir kadın için yarım olmak olarak düşünülse de bu kitabı okurken acıdım böyle düşünenlere. Bu seferde biz acıyalım dimi... Bugünkü uygulanışıyla evliliğin yasalar dahilinde kendini satmak olduğunu geç görmüş Markiz, evliliğin erkeğe özgürlük kadına ödev, görev olduğunu geç farketmiş, en güzel günlerini, yaşlarını görev ve ödevler silsileleriyle geçirmiş. Neyse ki farkına varabilmiş diye acısını bile kutsal gördüm, bu görev, ödev bilinciyle yerine getirdikleriyle ölebilirdi de, bazen farkına geç de olsa varmak hiç farkına varmamaktan yeğdir. ‘Ödev çocuğu’ kelimesini kullanıp bunun bilincinde olması bana apayrı iyi geldi. Aşk ile yapılmış bir çocuğa annelik etmekle, ödev gereği yapılmış bir çocuğa annelik bambaşkadır. Keşke ikisi ayrı bir kelime olarak sözlüğümüze geçseymiş. Of daha neler neler. Net olarak söyleyebilirim ki yirmili yaşlarında kızlar bunu okumalı otuzuna geldiğinde Markiz gibi onlar içinde çok geç olmuş olabilir.
Otuzunda Kadın
Otuzunda KadınHonore de Balzac · Alter Yayıncılık · 20082,151 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Zweig bir nefestir, hem tek nefeste okur hem dinlenirsin. Üç kitapta bir araya Zweig eseri sokuyorum, soluklanıyorum. Mürebbiye de güzel bir nefes oldu. Dört öyküden oluşan eserinde en sevdiğim; kitaba adını veren Mürebbiye öyküsü oldu. Kısacık öyküde orta çağ Avrupa’sında bir kadın olmak mı dersin, çocukların masumiyetlerini nasıl ebeveynleri yüzünden kaybettikleri mi dersin, sonradan görmeliğin insani değerleri nasıl kaybettirdiği mi dersin ne ararsan var. Keşke daha mı uzun olsaymış dedirtti ancak bu birazda bizim toplumumuzun alıştırdığı sonlardan kaynaklanıyor olabilir. Bu haliyle de güzel tabii sonunu ben yine kendim devam ettirdim. Stefan Zweig’in bende oluşturduğu son canlandırma, hikayeyi kendin devam ettirme durumunu da ayrı seviyorum. Keyifli okumalar...
Mürebbiye
MürebbiyeStefan Zweig · Anonim Yayıncılık · 202026,5bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ve sen onunla aynı çaresizliği hisseden iyi yürekli insan, sen de onun acılarında teselli bul, kör talihin ya da hataların yüzünden kendine yakın birini bulamadıysan, bırak bu küçük kitap dostun olsun. . İnsanların birbirinin yüreğine ne kadar az dokunabildiğini görünce bazen ciğerimi sökmek, yerine beynimi takmak istiyorum. . Çok fazla şeye sahibim ama herşey ona olan duygularımın içinde kayboluyor; çok fazla şeye sahibim ama o olmasa hepsi bir hiç olurdu. . Dünyada hala bir değere sahip olan az sayıdaki şeyi bile anlama ve hissetme yeteneğinden yoksun insanlar olduğunu görünce, adeta çıldıracak gibi oluyorum. . Ve daha yüzlerce vurucu cümleleriyle Goethe, acı çekmenin bile insan olanda ne kadar içsel ve derin olduğunu göstermiş. Yaşayamadığım, bastırdığım her bir aşk acısına pişman etmiş ve Her bir cümlesi tapılası kitap..
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Parodi Yayınları · 2018121,6bin okunma
119 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
- Türk edebiyatının lirik prensesi Tezer Özlü. Eski bahçe eski sevgi kitabında yaşamöyküsel esintileri ve betimlemeleriyle o melankoliye okuyucuyu sokmayı başaran İnanılmaz yapıt. İç dünyasının paranoyasını bizlere 1986 yılına kadar ancak sunabiliyor. Genç yaşında göğüs kanseri nedeniyle ‘kimseyi gömmek istemiyorum ve kimseninde beni gömmesini’ demesine rağmen Aşiyan mezarlığında nokta koyuyor yapıtlarına. Ancak dediği gibi bizler onu gömmedik o da bizleri; bizlere ulaşarak hala günümüzde varlığını devam ettiriyor. . . . Birgün yakın bi arkadaşıma derdimi anlattığımda beklediğim tepkiyi alamadım, ya da beni teselli edemedi ve ya da hatta beklediğim kadar empati yapamadı çok üzüldüm, üzülmeyi de geç bencilce kırıldım. Bugün Tezer Özlü yü okurken en ufak melankolisinden sıkıldığım an aklıma bu geldi demekki ruh halimiz uymayınca yeterince empati yapamayabiliyoruz. Onu anlayamadığım anlar için de Tezer hanım bana kırılmış mıdır? , ne bencilce hem benimki hem onunki. . . Benim ninem ölmüyor Oysa babam onun mezar masraflarını hazırladı Babamın mezar masraflarını hazırlamak da bana mı düşecek O zaman onu evde alıkoyacağım Günlük yaşantımı onunla birlikte sürdüreceğim Ona hikayeler okuyacağım O zaman beni daha iyi dinleyecek Düşünmeyecek Ve Konuşmayacak Acıkmayacak Bana umut dolu gözlerler bakmayacak İnsan ölülerin arasında ölünce yaşamamalı
Eski Bahçe Eski Sevgi
Eski Bahçe Eski SevgiTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20183,481 okunma
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
‘Evlilik, iki insan onu ne yaparsa odur. ‘ evlilik aynı zamanda eşin ailesi ile de evlenmektir.’ gibi saçma laflar, bireylere toplum ve aile baskısını hissettirmek için gerçeklikten tamamen uzak söylemlerdir. Çok yazık ki çok insan bu sözleri gerçek sanıyor ve kendilerinden gençlere bu sözleri tekrar etmeyi iyi birşey sanıyorlar. HAYIR GERÇEK
İyi Toplum Yoktur
İyi Toplum YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20192,993 okunma