Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Samet KANMAZ

Samet KANMAZ
@SametKANMAZ
Âtıf Bekleyen Kuponlarım Var romanının yazarı
Öğretmen
Lisans
49 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Samet KANMAZ tekrar paylaştı.
Akdenizli erkekler yazın evde baksırlarıyla takılırlar. Bu sıcağa karşı seksi sanılan masum ve iğrenç bir başkaldırıdır.
Reklam
Samet KANMAZ tekrar paylaştı.
İnsanları açlık değil, alıştıkları tokluk öldürür.
Samet KANMAZ tekrar paylaştı.
Artık ağlamaktan nefes alamaz, konuşamaz hâle gelmişti. Ağzı açık inleyerek ağlarken teri, akan gözyaşlarına karışmıştı; rimelleri akarken, iki kolunu öne doğru uzatıp bitkin hâlde, “Sarıl bana Âtıf.” dedi. “Birinin beni sarmasına ihtiyacım var.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kutu kutu pense Diyerek döndüğümüz, Dört döndüğümüz oyunlar mazide kalacak, Kutular olacak ama Kutu gibi evler, Kutu gibi arabalar, Kutu gibi iş yerleri, Kutu gibi sanat, Alışveriş, Yaşam merkezleri olacak. Aşklarımızı masa üstü kutulardan konuşacak, Elimizdeki kutularla seni seviyorum diyeceğiz. Elimizin değmediği, mürekkebi biz kokmayan, Üzerinde gözyaşımız olan kâğıtlarla değil Kutu ekranlardan âşıklaşacağız.
Üç defa bağırdılar yüzüme karşı. Helal olsun! İlkinde beni sevenlerin, hakkı olanların gerçek niyetiydi bu. Helal olsun! İkinci de imama saygıdan, dinî vecibesi gereği, ortama ayıp olmasından çekinenlerdi bunlar. Helal olsun! Ağzıyla söylerken sesleri gelmedi kulağıma etmek istemeyenlerin. Hepsi duydu ama ben duymadım üçüncüleri. Ben biliyordum niyetlerini, onlar bilmediler.
Reklam
“Geçmiş”, mazide kalan yaradır ve geleceğe dair umutlanamayan neslimizin kaçınılmaz pişmanlıklarıdır. “An” ise varlığımızın sadece kader kâğıtlarına gayet özensiz yazıldığının sabit olduğu ve fakat bize bildirilmediği tek mümkünümüzdür.
Şimdi kime sorsan mavi özgürlüktür ve kırmızıyı her gören gerilmeye başlar. Oysaki mahallemizdeki Fatma teyzenin mavi evi yanmıştı. Hâlen onun için mavi özgürlük olabilir mi? Sanmam.
Kaçtı Fuat abi, bu acıyı bilen herkes gibi. Hisli bir insandı Fuat abi, gözlerinin altındaki karartıdan belliydi. Gözlerinin yanındaki çizgilerden de. Anlıyordum.
Samet KANMAZ tekrar paylaştı.
Bir insana düşünce kapısını gösterip o kapıdan geçip geçmemeyi ona bırakır bir hâli olduğuna daha çok inanmıştım, benimle ettiği muhabbetin ona sıkıcı geldiği ihtimalinden.
Samet KANMAZ tekrar paylaştı.
İkimiz de korkuyor ve neler olduğu ya da neler olacağı konusunda hiçbir şey bilmiyorduk. Tam teslimiyetle sadece bekliyorduk. Olacakları bekliyorduk.
Reklam
Gerçekleştirmekte olduğumuz bir eylem sırasında, alakasız şekilde içimizde başka olaylar yaşatıyoruz. Kaldırımdaki izmarit ve çekirdek kabuklarını süpüren görevli, belki de o sırada sabah erken saat olmasının mahmurluğuyla, henüz yeterince kortizol salgılamadığından olsa gerek, işlemiş olduğu, kendince “günah” olarak adlandırdığı yaşanmışlıklarını içinden geçiriyor (süpürüyor) olabilirdi. Sonuçta “günah” kime göre ve neye göreydi? Mensup olduğu din, inanç ya da felsefeye göre mi yoksa inandığı yaşanmışlıklar ve insani duygu-düşünce akımlarına göre mi? Herkesin kendine göre tarttığı ve hayatına uyarladığı “günah”ları var diye inanıyorum. Hatta bunların günah olup olmadıklarına kendimizi gayet net ve kısa bir şekilde ikna edebileceğimize de. Ayrıca, hepimizi Allah afetsindi.
Samet KANMAZ tekrar paylaştı.
İnsanları açlık değil, alıştıkları tokluk öldürür.
299 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.