Sarsaksaka

Bu Serpil hanımcağızın ağzına derhal bir karanfil tanesi koymak lazım gelir. Sırf nefesi kokmasın diye değil, ağzından çıkan kelimeyi yüreğindeki ufunetten kurtarıp hikmetli hale getirmek için . Zira kendisi ne söylese fena halde hararetle söylediğinden , yani kelimeyi hançeresinde kebap gibi pişirmesi yüzünden ağzından ne mana çıkıyor bu hanımın ne de hikmet.Hassas bir mevzuyu böylesi müptezel bir üslupla ortaya koyduğu için ahbapları ağzının içine bakıyor. O da zannediyor ki konuştukça ağzından bal damlıyor. Halbuki gerçekten dinleyen kişiler kelimenin esasını anlatıcının gözlerinde bulurlar: Ağızdan önce göz söyler , odaklanır veya titrer , kısılır veya irileşir, gölgelenir , sulanır , parıldar, kelime sonra gelir . Göz donuk , buna rağmen kelime haddinden fazla sıcaksa , anlatının manası ister istemez sapmaya başlar .
Reklam
Bir sırrın değeri onun kimden saklanması gerektiğiyle ölçülür .
Sayfa 15 - Altın yayınlarıKitabı okudu
Para iki evrensel ilke üzerine kuruludur : -Evrensele dönüşebilme: Para bir simyacı gibi toprağı sadakate, adaleti sağlığa , şiddeti bilgiye çevirebilir . - Evrensel güven : Herhangi iki insan , paranın aracılığı sayesinde herhangi bir konuda işbirliği yapabilir . Bu yüzden insanlığın ekonomik tarihi narin bir danstır. İnsanlar yabancılarla işbirliği yapmak için para güvenirler , ama bir yandan da bunun insani değerleri ve yakın ilişkileri erozyona uğratacağından ürkerler.
Kollektif kitapKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
“Özel bir anda, yaşamımı yitirdim ve kırk yılı aşkın bir süredir o yitirilmiş yaşamla ayakta duruyorum. Ve bu durumdaki biri olarak, düşünüyorum ki yaşam, burgacının içinde bulunan herhangi bir kimsenin hayal edebileceğinden çok daha sınırlı. Işık, yaşam sahnesini sadece bir an, belki birkaç saniye aydınlatıyor. Bu saniyeler geçince, o andaki bildiriyi yakalayamadıysan eğer, ikinci bir olanak verilmiyor sana. Yaşamının geri kalanını pişmanlık içinde ve umutsuz, derin bir yalnızlıkta geçirmek zorunda kalıyorsun. Böyle bir alacakaranlık dünyasında, artık gelecekten hiçbir şey beklenemez. Böyle bir insanın elinde tuttuğu, olması gerekenin eskimiş bir kalıntısından başka bir şey değildir.
Bir süreç avında Türkiye'ye başavcu rolü biçilmişti. ABD , 2011'de Libya'ya şamarı Fransız eliyle atmıştı. Suriye'ye de Osmanlı Tokat'ını münasip görüyordu.
Sayfa 109 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Etnik mezhep ve çatışmaları, coğrafi parçalanmaları ve Irak'taki gibi medeniyet havzalarının yok edilmesini ve bir vekâlet düzeni içinde dış müdahaleleri beraberinde getirecek silahlı bir süreç Suriye halkına arzu ettiği özgürlüğü verecek miydi? Yanıt Afganistan, Irak, ve Libya aynasındaydı. Despotik rejimleri halklar kendi iradeleri ile devirmedikçe taşıma devrim projelerinin sonu hüsrandı.
Sayfa 111 - İletişimKitabı okudu
Hemen kendini gözden çıkarma böyle. Kırılma. İnsanlar çoğu zaman bir lütuf peşindedirler, bir inceliğin peşinde , doğru bir hareketin , doğru bir tokalaşmanın, doğru bir kavganın , doğru bir anlamın kayarak cisimleşmesinin . . Ansızın çıkıverecekleri örgütlenmemiş bir yolculuğun , dokunuş denemeyecek kadar ince bir dokunuşun , sevişme denemeyecek kadar şefkatli bir sevişmenin ..insanlar sözcüklerle anlatılamayan şeylerin peşindedirler. Alışkanlıkları yoktur sözcüklere . Ama nedense , çabuk belirlemek istedikleri bir belirsizliğin zahmetsiz, kıpırtısız , tembel durgunluğuna çekilirler. Sanki kendileri ilkel , kendileri dışında her şey hiç emek harcamadan kotarılmış bir güzelliğin bağışı, hoş bir rastlantı , bir Tanrı vergisidir.
Sayfa 86 - MetisKitabı okudu
“Nefret, uzun, kara bir gölgedir. Çok zaman, nefret eden kişi bile nereden geldiğini bilemez. İki yanı keskin bir kılıca benzer. Karşınızdakine şiddetle indirirseniz, kendinizi kesersiniz. Bu da ölümcül olabilir. Ama ondan kurtulmak kolay değildir. Rica ederim, Bay Okada, dikkatli olun. Çok tehlikelidir. Bir kez yüreğinize kök saldı mı, nefretten kurtulmak dünyanın en zor işidir.”