Hz. Sümeyye [radıyallahu anhâ], İslâm'a ilk girenlerin yedincisiydi. O sıralar bir hayli yaşlı ve güçsüzdü. Fakat o, sinesinde çarpan genç bir kalbe ve atik bir ruha sahipti.
Yâsir, Sümeyye'ye karşı şefkatli, sadık, ihlâslı, temiz kalpli, şuurlu ve hissiyatlı bir eş olmuştu. Sümeyye de ihlâsli, nazik, merhametli, hayatın meşakkat ve zorluklarına aldırmayan, eşinin hayatını hoşnutluk ve saadetle dolduran bir hanımdı.
Sen sisler içinde gezinen bir arzuyken ben de oradaydım, gezinen bir arzu olarak. Birbirimizi aradık ve hayaller doğdu şevkimizden. Zaman ve mekâna boyun eğmeyen hayaller.