Hz. Sümeyye [radıyallahu anhâ], İslâm'a ilk girenlerin yedincisiydi. O sıralar bir hayli yaşlı ve güçsüzdü. Fakat o, sinesinde çarpan genç bir kalbe ve atik bir ruha sahipti.
Yâsir, Sümeyye'ye karşı şefkatli, sadık, ihlâslı, temiz kalpli, şuurlu ve hissiyatlı bir eş olmuştu. Sümeyye de ihlâsli, nazik, merhametli, hayatın meşakkat ve zorluklarına aldırmayan, eşinin hayatını hoşnutluk ve saadetle dolduran bir hanımdı.
Sen sisler içinde gezinen bir arzuyken ben de oradaydım, gezinen bir arzu olarak. Birbirimizi aradık ve hayaller doğdu şevkimizden. Zaman ve mekâna boyun eğmeyen hayaller.
Kadın dedi:
Hep bir uçurumun kıyısındayız
Gökyüzüne tutunmaktayız
Bazen ellerimiz uzaklaşır bizden
Bazen gözlerimiz
Ölüm ey inanılmaz gerçek
Bilmem ki neyi aramaktayız?
'Allahım! İlminle gaybleri bilirsin. Gücünle tüm yarattıklarına hâkimsin. Yaşamak benim için hayırlı ise beni yaşat, ölüm benim için hayırlı ise beni vefat ettir. Allahım! Açık ve gizli her yerde senin korkunu isterim. Öfkeli ve sakin halimde doğru ve hakkı söylemeyi senden isterim. Zenginlikte ve fakirlikte orta yolu tutmayı isterim. Tükenmeyen nimetlerinden isterim. Kesintisiz göz aydınlığı isterim. Hükmünden sonra rızanı isterim. Ölümümden sonra iyi bir hayat sürdürmeyi isterim. Cemâline bakma lezzetini, zarar veren bir darlık ve aldatıcı bir fitne olmaksızın sana kavuşmayı şevkle istiyorum. Allahım! Bizi iman ziynetiyle süsle, doğru yola kavuşanlara sebep olucu kıl.'
(Nesa Sehv, 62, 1305; Ahmed b. Hanbel, IV, 264, r. 18325)
Güzelliğinden çırpınan bu gecenin
Sularını evliyalar getirir
Bir gülüş gibi yolunur maziden
Yararak eşyanın direncini
Sonsuzluğa aşka ve hürriyete doğru..