Hâlâ karşımdaki boş koltuktasın, penceremin önünde trenle yarışan göçmen kuşsun, uğradığımız bütün duraklarsın, bilmediğim bütün dillersin, gördüğüm bütün yabancı yüzlersin, şu karşımdaki tarlada yüzünü güneşe dönmüş ayçiçeklerisin. Gözümün gördüğü, kulağımın işittiği, dilimin tattığı her şeysin.