Selahattin Anatürk; ilk kitabı Samut ile hayatlara uzaktan değil, yakından bakıyor; sözler ve kelimeler yelpaze gibi açılıp kapandıkça, okuyanın yüzüne hem tatlı bir esinti veriyor hem de bir hışımla çarpıyor.
Yeni bir yazarın, kendine özgü üslubu ile okurlara ulaştırdığı yepyeni hikayeler ile tanıştım.
Kitap oldukça akıcı ve kitapta okuru derinden etkileyen, bazen oturup düşünmeye teşvik eden güzel hikayelere şahit oluyoruz.
Ben yazarın dilini çok beğendim, hikayelerin içinde kaybolacağınız bir şeyler arıyorsanız okuyup bir an için başka dünyalara yolculuk yapabilirsiniz..
Selahattin Anatürk, yepyeni bir yazar ve bence öykü yazını için taze bir soluk. Birbirinden çarpıcı fikirleri, gerçekçi temalarını kendi üslubunu ararken anlatıyor bize ve belli ki okurken gözümüzün önüne kimi zaman sıcacık, kimi zaman kalbimizi buran fotoğraflar koymak istiyor cümlelerinde. Ve zaten üslup yerini buluyor. Öykü okumayı sevenler ve takip edenler kesinlikle Samut ile karşılaşmalı..
Ekrem Aral Tuna'nın Aşkın Patolojisi isimli romanı samimi, içten, yanınızda kulağınıza seslenen bir arkadaş gibi veriyor meselesini. Siz de yüzünüzü çevirip kucaklamak istiyorsunuz kahramanımız Metin'i. Başını omzunuza koymak istiyorsunuz. Kitap ilerledikçe öyle sizden biri oluyorki Metin. Bir süre sonra siz romanın ana karakteri oluyorsunuz. Hatta kitabın içinde duygularınızla başetmeye çalışıyorsunuz. Kaçıyorsunuz, yürüyorsunuz, uyuyamıyorsunuz, nefes alamıyorsunuz, ağlıyorsunuz, boğuluyorsunuz, kalbiniz sıkışıyor. Duyguların her türlüsüne gark oluyorsunuz. Elinizi sımsıkı tutacak bir aşk arıyorsunuz.
Öyle güzel anlatmışki aşkın yasını Ekrem Aral Tuna, en samimi haliyle ve en yalın diliyle... Aşkın acısıyla sizi başbaşa bırakmış. Kaybolmuşsunuz...
Dünyadan bir süre uzaklaşıp aşkı hissetmeniz için hemen okumanızı ve bir yerlerde yazarımız ile karşılaşıp sımsıkı sarılmanızı tavsiye ediyorum.
Aşkın PatolojisiEkrem Aral Tuna · Ayrıkotu Yayınları · 202336 okunma