Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Umut borakçin

Umut borakçin
@Selectrays
Başkalarının hayatına meraklıysanız roman okuyun
Sokrates'e göre erdem insanı mutluluğa, yani hazza götürecek en iyi araçtır, çünkü kendiliğinden mutluluk yaratacak güce sahiptir. Ama insan sadece erdeme sahip olmakla mutlu olamaz, aynı zamanda bu erdemi eylemlerinde de göstermek durumundadır, yani doğru davranışlar sergilemek zorundadır.
Reklam
Pek çok dostluk ya da evlilik, insanların birbiriyle ilişki kurması ve birbirini sevmesi yerine, bir kişinin bir diğerini yalnızlığa karşı kalkan olarak kullanması nedeniyle başarısızlığa uğramıştır.
Yirmi yaş dolaylarında öyle bir an vardır ki; yaşamın geri kalan kısmı boyunca ya herkes gibi olmayı, ya da farklılıklarını erdeme dönüştürmeyi seçmen gerekir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Misofoniklere Schopenhauer morali: "İnsanın dayanabileceği gürültü miktarıyla zihinsel yetileri arasında ters orantı vardır. Kapıyı yavaşça kapatmak yerine gürültüyle çarpan bir insan yalnızca terbiyesiz değil; aynı zamanda bayağı ve dar görüşlüdür." Parerga und Paralipomena Schopenhauer şöyle diyor, "Endişelerimizin ve kaygılarımızın yarısı başkalarının bizim hakkımızda düşündüklerinden kaynaklanır ... bu dikeni tenimizden çıkarmalıyız." Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek, Irvin D. Yalom
Sartre, Varoluşçuluk adlı eserinde, varoluşun özden önceliği sorununu, Dostoyevski’in şu öncüllerinden hareketle açıklar: “Dostoyevski, Tanrı olmasaydı her şey mubah olurdu, diye yazmıştı. Gerçekten de, Tanrı yoksa her şey mubahtır, hiçbir şey yasak değildir. Bu demektir ki, insan kendi başına bırakılmıştır. Ne içinde dayanacak bir destek vardır, ne de dışında tutunacak bir dal. Artık, hiçbir özür, dayanak bulamayacaktır yaptıklarına. Varoluş özden önce gelince, verilmiş ve donmuş bir insandan söz edilemez. Önceden belirlenmiş, donmuş bir doğa açıklanamazdır. Başka bir deyişle, gerekircilik, kadercilik yoktur burada, kişioğlu özgürdür, insan özgürlüktür”
Reklam
Bütün dünya sana sırtını dönüp gitse de ben, burada bir yerde sana sarılmak için bekliyor olacağım. Daha iyi, daha güzel, daha farklı birisi olmana gerek yok.
Okuma yetimi kaybetmekten korkuncaya dek okumayı asla sevmedim. Soluk alıp vermeyi sevmez ki insan.
Hemingway Birinci Dünya Savaşı yıllarında Avrupa’da muhabirlik yapmıştır. ⠀ ⠀ O yıllarda artık spor ve politika haberlerinden yorulduğunda, yazıp bir kenara bıraktığı ve bir türlü bakamadığı roman taslaklarını ister eşinden, “tüm defterleri al gel” der. O sırada Fransa’da olan eşi, İsviçre’ye, Hemingway’in yanına gitmek için tüm taslakları alır ve yola çıkar. Fakat taslakların olduğu bavulu, Lyon Tren İstasyonu’nda çaldırır eşi, bavul kaybolur.⠀ ⠀ Hemingway ilk şokunu atlattıktan sonra bu olayı son derece soğukkanlılıkla anlatır. Bu kaybın kendisine yazı üslubunu rafineleştirme açısından iyi geldiğini söyler. Bazen kaybettiklerimizden öğreniriz. İyi yaptığınız bir şeyi daha iyi yapmak için eskileri bir kenara koymak, geçmişi geçmişte bırakmak gerekebilir. Kimi zaman böyle kazalara ihtiyaç duyarız hayatımızda, bazı defterleri kapatmak için…⠀ ⠀