Ah beklenti, sen ne korkunç şeysin, hele bir de ümitten ziyade korkuyla beslendiğinde! Nasıl da kalbin etrafına dolanıp o her attığında işkence çektiriyorsun. Nasıl da çelimsiz düzeneğimize kancalarını takıp kâh bizi cam kırıkları gibi parça parça ediyor, kâh içimizde tazelediğin ama hiçbir işe yaramayacak bir güç hissiyatıyla işkence ediyor, böylece prangalarını büken ama kıramayan güçlü adamlar gibi hissetmemize sebep oluyorsun.