Seni aşağılık hırsız, nereye tıktın kızımı?
Büyüledin onu, lanetli olman yetmemiş gibi!
Aklı başında olan herkese sorarım:
Büyüyle zincirlenmiş olmasaydı eğer
Onun gibi nazlı, güzel, mutlu bir kız,
Hiç geri çevirir miydi...
Bırakır mıydı onu koruyan babasını,
Sonra da göze alıp herkesin maskarası olmayı,
Senin gibi zevk yerine korku veren bir herifin
Kurum karası kucağına kaçar mıydı?
Bütün dünya hak versin, apaçık değil mi her şey?
Onu tuzağa düşürüp pis büyüler yaptın,
Kendini kaybettirecek ilaçlar, şuruplar içirip koydun gençliğine,
Bir kadın ki, güzel olduğu hâlde, kibirlenmez,
İyi konuşabildiği hâlde, gevezelik etmez,
Gösterişi sevmez, zengin olduğu halde,
Her şeye gücü yeter, ama kullanmayı istemez,
Güvendirildiğinde, öcünü almak elinde olmasına rağmen,
Uğradığı haksızlığa sabırla katlanmayı bilen,
Ucuz balığın en iyi parçasını, pahalı balığın en kötü parçasıyla değişmeyen,
Düşünmesini bildiği hâlde, bunu hiç belli etmeyen,
Gördüğü hâlde peşindeki âşıkları, geriye bakmayan
Böyle bir yaratık işte
Ben hayâlinle sabah olunca ettim güft-gû
Sen kimi şâyeste-i lûtf-ı hitâb ettin bu şeb
( Ey sevgili! Ben ta sabaha kadar senin hayalinle sohbet ederken acaba sen bu gece konuşma lütfunu kimi layık gördün?)