Seval

16 Haziran Evet, yalnızca bir gezgin, yeryüzünde bir yolcuyum ben! Ya sizler daha önemli şeylerle mi meşgulsünüz?
Sayfa 75 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ağzından yarım yamalak şu sözlerin çıktığı duyuldu: -Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç.
Sayfa 832 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
...bazen onun yanında gözlerini kapatıyordu. Kapalı gözler ruhu görmenin en mükemmel yoludur.
Sayfa 327 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
"Gerçek iletişim, bir canın başka bir cana ulaşmasıdır." Can: bkz. İç dünya
Sayfa 68 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Bu larvaları yok etmek için ne yapmak gerekir? Yoğun bir aydınlık. Hiçbir yarasa şafağa karşı koyamaz. Toplumu alt katmanlarından aydınlatın. *** Birinci Cildin Sonu
Sayfa 857 - Turkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bir yangın kuşkusuz her yanı aydınlatabilirdi, ama neden günün doğması beklenmiyordu?
Sayfa 767 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
...zira sevmeye başlayan bir yüreğin o tuhaf çırpınışları pek gizemli,pek tatlıdır.
Sayfa 516 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Düşünen bir yaratığın toplumdan uzaklaştığı ve toplumun onu telafi edilemez bir şekilde yüzüstü bıraktığı an, ne hüzünlü bir andır!
Sayfa 100 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
69. Kuramsal olarak, eksiksiz bir mutluluk olasılığı vardır: İçimizde yok edilemez bir varlık olduğuna inanmak ve ona ulaşacağım diye çaba harcamamak. 70./71. Yok edilemez tektir; her insan tek başına böyledir ve aynı zamanda bu herkesin ortak noktasıdır, dolayısıyla insanları birbirine bağlayan eşi benzeri olmayan parçalanmaz bir bağ vardır.
Sayfa 69 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ey Dicle, Ey Bağdat, Ey Şam! Ey Fırat, Ey İstanbul, Ey Diyarbakır! Ey Nil, Ey Mısır! Ey aydınlık şehir Medine, nerede senin, kelimeleriyle, ürpertili sesleriyle, insanlığı, balrengi bir insanüstüler bölgesine, ilhamın yüce dünyasına çeken şairlerin?
Sayfa 47 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hemen bir dağa bitişik aydınlık bir kasabada çeşmelerin gün doğmadan insanı çağırışı gibi, baharda tarlaların çiftçiyi çağırışı gibi, şubat ayında sonsuz kar ovasının gece yarısında oyuna doymamiş çocukları, arkadaşlarının dili ve sesiyle çağırışı gibi, martın çağırışı gibi, haziranın çağırışı gibi İslâm, insanı çağırıyor. Bakalım insan, bu çağrıya yabancı ve ilgisiz kalacak mı?
Sayfa 55 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Yüzyılımızın en büyük Müslüman şairi Muhammed İkbal da zaten "Kur'ân'ın asıl hedefi, insanda Allah ve kâinatla olan sayısız ilişkilerinde en üstün bilinci ve duyarlılığı oluşturmaktır" diyordu.
Sayfa 266 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Ralph orada, karanlıkta yatarken, toplumun dışına atıldığını anladı. "Aklım başımdaydı da ondan."
Sayfa 229 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
...ilmî yenilenişin izahı işte budur. Hz. Peygamber söyle buyurmuyor mu?: " İlim talebi için yola çıkan kimse, dönünceye kadar Allah yolundadır
Sayfa 109 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
"Bütün varlığın sende özetlenmiş olduğunu görmek için kendine dön." ******** Garaudy'nin bu ifadesi Şeyh Galib'in " Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen," değişinin neredeyse tercümesi gibi
Sayfa 39 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Âlem..
"Âlem ki tamam nüsha-i hikmettir Manasını fehm eyleyene cennettir Mahrum-u şuhud olanların çeşminde Zindan-ı bela çah ve gam-ı hikmettir." (Alem ki, hikmet nüshasıdır Manasını anlayana cennettir Görmeden mahrum olanların gözünde Bela zindanı, sıkıntı ve gam kuyusudur)
Sayfa 69 - Çelik YayıneviKitabı okuyor
Reklam
"Sadece var olmak, dünyada olmak."
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ernest, "Modern proletarya, bir buçuk asır önce doğdu," diye devam etti. "Ve kilise onları görmezden geldi. Kapitalistler, ülkeyi mezbahaya çevirirken kilise yine dilsizdi. ltiraz etmedi, aynen bugüne kadar yaptığı gibi, karşı çıkmadi. Austin Lewis'in o günleri anlatırken dediği gibi, Kuzularımı besleyin' talimatı verilen kilise, kuzuların köle gibi satildığını ve ölümüne çalıştırıldığını gördüğü halde hiç ses çakarmadı.
Sayfa 32 - Türk İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tutamak Sorunu
O zaman ararım. Hep arayacaksin sen. Ya resim, ya kitap... Tutamak sorunu. İnsanın bir tutamağı olmalı. Anlamadım. Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadi mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardir. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır.
Sayfa 183 - Can YayınlarıKitabı okudu
"İki kişilik toplumda sevgiyi dipdiri tutacak çareyi bulduklarını sanıyordu."
Sayfa 141 - Can YayınlarıKitabı okudu
Korku... Korku ve insan, korku ve insan talihi, insanın insana hücumu, o hiç yere düşmanlık. Fakat neyi anlatabilirdim, kime anlatabilirdim? İnsan neyi anlatabilir? İnsan insana, insanlara hangi derdini anlatabilir? Yıldızlar birbiriyle konuşabilir, insan insanla konuşamaz.
Dergah Yayınları 32. BasımKitabı okudu
Yaşama Arzusu
"Her insan, ne kadar müspet yaradılışta olursa olsun ölümünden sonra tekrar dirilmeyi düşünür, özler. Bu hayat dediğimiz mihnetler silsilesinin çok ileri zamana, müpheme atlmış bir mükâfatı gibidir. En müsait ve daima kazanacak kâğıtlarla oynanan bir oyun gibi, yeniden, âdeta baştan aşağı beğenmemek, inkâr etmek, değistiğinden dolayı sevinmek için kalmışa benzeyen küçük bir mazi şuurundan başka her seyi, her tarafı değişmek, güzelleşmek şartıyla tekrar yaşamağa başlamak insanlığın elbette vazgeçemeyeceği bir hülyadır."
Sayfa 68 - Dergah Yayınları 32. BasımKitabı okudu
Reklam
"Asıl gerçeklik gizem ve yaşamdır. Yaşam, yüksek hızla akan kimyasal maddeden büyük ölçüde farklıdır. Yaşam süregider. Yaşam maddenin bütün bicimlerinde sebat eden ateş parçacığıdır. Biliyorum. Ben yaşamın kendisiyim. On bin kuşakta yaşadım. Milyonlarca yıl yaşadım. Pek çok bedenim oldu. Ben, pek çok bedenin sahibi, süregidiyorum. Ben yaşamın kendisiyim. Ben hep parlayan ve zamana parmak ısırtan ve beden denilen, hep benim irademle işleyen ve geçici olarak işgal ettiğim madde bileşimlerinde, tutkumu gerçekleştiren sönmez kıvılcımım."
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 20. BasımKitabı okudu
"Öncelikle, Bergson haklı. Yaşam entelektüel kavramlarla açıklanamaz. Konfüçyüs'ün de çok uzun zaman önce söylediği gibi: "Yaşam hakkında son derece bilgisizken ölümü bilebilir miyiz?" Ve onu anlaşılabilir kavramlarla açıklayamadığımızda, gerçekten de yaşam hakkında son derece bilgisiz kalıyoruz. Yaşamı yalnızca olgusal olarak anlayabiliyoruz, ilkel insanın bir dinamoyu anladığı gibi;ama yaşamı akılla idrak edemiyor yaşamın özünün doğasıyla ilgili hiçbir sey bilmiyoruz"
Sayfa 129 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 20. BasımKitabı okudu
Güney Topraklarının sevgi ve paylaşım yasası altında yaşarken özel mülkiyete ve bireysel duyarlıliklara saygı göstermek tamamdi da Kuzey Topraklarında, sopanın ve dişin yasası altında bu tür seyleri önemseyenler enayi sayılırdı.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 26. BasımKitabı okudu