Susma, kabule şayan sessizliğin her ritmi
Eltaf-ın sersemletiyor her zerre-i inkışafı
Vadiye serilen bir misk-i amber misali
Duçar etti beni sineme hoyrat her hali
Ah, bi inansa kendine çıkacak şiirin kemali.
Hayatın bir evresine alıştığımız anda,
alışkanlığın getirdiği duygu bizi hapseder, bize acı verir.
Sadece yolculuk etmeye hazır olan, felç edici alışkanlıklardan kopmayı göze alabilir.
Belki de bize gençliğimize karşın,
bu aşılması gereken basamakları gönderen ölümdür.
Hayatın bizden talepleri hiç bitmeyecek.
Haydi o zaman yüreğim, ayrılığa ve iyileşmeye...
Ben içeri düştüğümden beri,
güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ona sorarsanız: "Lâfı bile edilmez, mikroskobik bir zaman."
Bana sorarsanız: "On senesi ömrümün."
Nazım Hikmet Ran
Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır.
Tabiatta hiçbir şey acele etmiyor; ay acele etmiyor, güneş acele etmiyor, ama insan aceleci bir varlık, biz acele ettiğimizde ruhlarımız geride kalıyor, çünkü bir yere vaktinden önce varmak, bir parçanı yolda bırakmak demek.