Şeyda Güngör Kuş

282 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Gece Yarısı Kütüphanesi; yaşam ile ölüm arasında olan bir genç kadının, kütüphaneden seçtiği ve yaşamak istediği hayatları deneyimleyerek gerçek hayata tutunma çabasını anlatıyor. Hayatta illaki geçmişteki anlarımızda bazı pişmanlıklarımız olmuştur. Acaba o gün onun kahve içme teklifini kabul etseydim acaba şu an nerde ve nasıl olurdum? Acaba lisedeyken yüzme kursuna veya voleybola devam etseydim şu an milli bir yüzücü veya milli voleybolcu olabilir miydim? Yüksek lisans yapsaydım şu an hangi okulda kimlerle olurdum? Ve daha birçok keşke veya acaba dediğimiz hayatları yaşasaydık; mutlaka o hayatlarda da bizi üzen veya oraya tam olarak ait olamamamıza sahip olan eksik yaşantılar olacaktı. O yüzden içinde bulunduğumuz hayatın eksi yönleri hep olacaktır; çünkü bütün yaşantılarda da vardı. Ama sonuçta biz hâlâ hayattayız ve hayat yaşamaya değer. Ve bu hayatta biz bilmesek de bize ihtiyacı olanlar var, bizim sayemizde hayatına iyi bir şekilde yön çizenler olacak.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 2021288 okunma
Reklam
637 syf.
7/10 puan verdi
·
74 günde okudu
#kitapyorumu
Tolstoy zamanının Rusyasını, adeletsizlikleri, toprak konusunu, insanların kötülüklerini çok güzel ele almış. Okudukça diyorsunuz ki ‘insanlar neler yaşamış, insanlar ne kadar kötüymüş’. Kitabın son 50 sayfasına kadar Mehlüdov’un bilişsel bir diriliş geçireceğini sanmıştım fakat son anda ortaya çıkan bir İngiliz, hapishanedeki herkese İncil dağıtarak herkesi iyi olmaya davet etti. Nehlüdov’un kendi vicdanını susturmak için Katyuşa’ya yardım etmek istemesi ve Katyuşa’nın ise son ana kadar ne istediğinin belli olmaması(Tolstoy Katyuşa’nın duygularını bence tam açıklamamış) akabinde Nehlüdov’un İncil okumaya başlaması ile birlikte bir aydınlanma yaşamasıyla birlikte manevi diriliş gerçekleşti. Peki soruyorum bu diriliş gerçekleşti fakat Katyuşa’ya ne olacak? Peşinden gitmeyecek mi? Evlenmeyecekler mi? Katyuşa’nın aftan dolayı serbest bırakılmasına yardım etmeyecek mi? Vicdanının sesi dindi mi? ve daha birçok soru…Dirilişi bu gibi durumları çözümlemek için yaşamadı mı yani diye düşünüyor insan. Kitabı bitirince yarım kalmışlık hissi yaşadım ve Tolstoy’un diğer kitaplarını bu yarım kalmışlığı tamamlamak arzusuyla okuyacağım.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,6bin okunma
288 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Ateş Kraliçesi kitabı, Yüzüncü Kraliçe kitabının ikincisi. Bu kitap da ilk kitap gibi kendini okutturdu. Hep bir heyecan ve aksiyon vardı. Okurken hiç sıkılmadım. Kalinda’nın ateş güçleri daha çok kendini gösterirken Deven bu kitapta çok da aktif değildi sanki. Deven ve Kalindalı olaylar okumayı beklemiştim ama bu kitapta hep ayrı yerlerdeydiler. Bir tek kitabın sonunda buluşabildiler o da şehirden kaçarken. Üçüncü kitap varmış ama daha çevirisi yapılmamış. Çevirisi hemen yapılır umarım.
Ateş Kraliçesi
Ateş KraliçesiEmily King · Hep Kitap · 201953 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
304 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yüzüncü Kraliçe kitabı Hint efsanelerine ve tanrılarına dayanarak yazılmış bir yarı fantastik roman. Yarı fantastik diyorum çünkü olağanüstü güçler kitaba tam hakim değil. Daha çok normal insanlar gibi yaşayış anlatılmış. Romanın baş kahramaları Kalinda ve Deven. Kalinda, Kralın ülkeyi dolaşarak seçtiği son eşi yani yüzüncüsü ve fantastik bir gücü olan bir ateşbaz. Deven ise Kalinda’nın koruması olan yüzbaşı. İkisinin arasındaki aşk bu kitapta engellenmeye çalışıldı. Bakalım ikinci kitapta neler olacak. İkinci kitap: Ateş Kraliçesi.
Yüzüncü Kraliçe
Yüzüncü KraliçeEmily King · Hep Kitap · 201897 okunma
222 syf.
8/10 puan verdi
Dönemini oldukça mükemmel anlatan Sabahattin Ali bu kitabında döneme ait bir çok olaya değinmiş. İnsanların günlük yaşamlarının, yeme içmenin, çalışmanın nasıl olduğunu güzel anlatmış. O dönemde kızların 15-16 yaşlarında evlenmelerinin çok doğal olduğunu, erkeklerin evlilikleri bir pranga gibi gördüğünü, aşk evliliği diye bir şey olmadığını ve en önemlisi kadınların iş hayatında olmasının akıllarına bile gelmediği bir dönemi ustalıkla anlatmış. Kitabın ana karakteri Yusuf’un 30 yaşına gelmesine rağmen bi baltaya sap olamaması, avare bir şekilde kendini boş boş dolaştırması aslında bugünün kız ve erkek gençliğinden de alıntılar sunuyor. Fakir kalan Yusuf ve ailesinin; Yusuf çalışmaya köylere gidince sırf eve bulgur girsin diye elin adamları ile hoşbeş etmeleri demek ki o dönemde parasızlıktan kadınların yapabileceği bir şey olarak görülüyor; ama nedense evde oturup duran iki kadının bi işe girip de çalışması kimsenin aklına gelmiyor. Galiba o dönemde kadınların dışarda işte çalışması; eve zengin kimseleri çağırıp hoş beş edip, kollarına iki bilezik taktırıp güzelce sofralar kurmaktan daha ayıp karşılanıyor.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021176,2bin okunma
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam