Bir gariplik var
Yaşam ateşten bir gömlek
Ömrümüzün günleri Kader ipine ilmek ilmek işlenirken
Biz yaşımızdan daha büyük hayaller kuruyoruz
Haddi aşmakmıdır derdimiz bilmiyorum ama
Her insanın ömrü kendi macerasıdır, macerayı başka yerlerde aramaya gerek yok
Yüreği, Aşkı ve inancı birbirlerinden beslenen varoluş gerçeğidir aynı zamanda
En büyük fedakarlığı kişinin kendisi için yaşamasıdır
Kutsiyeti bireysel olmamalı, tanrısallaşır ve put'a dönüşür
Pişman olmayı acziyet saymamalı
Pişman olmayı da bilmeli inatçı olmayı da
Ruhunun ağırlığını bedenine kabul ettirmeyi
Aynalarda daha çok ruhuna bakmalı
Doğayı ve canlıları kendisi için değil aksine kendisinin doğa ve canlılar için yaratıldığını bilincinde olmalı
Mucizeleri çok fazla ayrıntılarda aramamalı bir damla suya ikna etmeli kendisini
Zaman akıyor
Kuşaklar bisonrakine bir asır devrederken
Ne renkler nede Sözcükler anlamını yitiriyor
Tarih ne bir kalem nede bir defter ile yazılır
Kuşaklar öğütüldükçe yaşanmışlıklar bir kağıt üzerinde ya anlam buluyor yada anlamını yitiriyor
Saatlerin ölçtüğü zaman mı ağır işliyordu yoksa adımlarım mı çok hızlıydı bilmiyorum ama Takvimlerin bana biçtiği yaştan daha bir ağırlık vardı omuzlarımda
Bunca ecelin vebalini üstlenirken Azrail ruhumun sur'una üfleyerek...
Benimde güneşim elbet birgün batıda doğacaktı bir Cuma sabahı...
Oysaki İsrafil'in nefesi daha bir kuvvetliydi kainatın soluğunu kesmeye
Mahşerin izdihamı her gün yüreğimde koşuştururken
Ben ilk mahkememi yastığımın altına kurdum her gece...
Oysaki her çağın çocuğu harikaydı
Ama bir sonraki ondan daha bir harikaydı
Hiç bir şiir anlamını yitirmemişti hiç bir vakit
Aksine zaman geçtikçe daha bir haklılıkları perçinleşmişti bilgelerin
Gecenin huyudur; Yüreği ağır gelir bedenine insanın
Sessizliğinde korkunç çığlıklar yükselir
Sanmayınki geceden bi çocuklar korkar
Karanlık çöktümü ruhu çekilen ne yetişkinler bilirim sabahın şafağına yalvar yakar.
Söz gömülür sessizliğe
Kefareti ödenmez günahlar başlar tövbeler unutulur
Kelebeklerin ömrü kısalır
Dünyadan uzak adreslere
Ben giderken ençok seni götürdüm
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
Kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası
Yılmaz Erdoğan
Karanlık, içinde insanı yakalayıp sessizce yiyen canavarların olduğu, kapıları ve pencereleri olmayan bir odadır. Ama ben sadece kendi karanlığımdan, yani gözlerimin içindeki karanlıktan korkuyorum.
Paola Peretti, Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe