“Ben seninle çay içmek istiyorum.
Seni duymak,
Seni görmek,
Seni bilmek,
Seni yanımda hissetmek istiyorum.
Sana şiir okumak istiyorum,
Yazmaktan bıktım, usandım.
Ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.”
Oğuz Atay'ın dediği gibi: “Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum, ben Van Gogh'un resmi değilim, öldükten sonra beni müzeye koyamazsınız.”
Uyku düzenim yok,
sürekli dalıyorum,
gülümser gözükmeye çalışıyorum,
tek takılmak istiyorum,
derslere odaklanamıyorum,
yavaş sade şarkılar dinliyorum,
eskisi gibi sarmıyor hiçbir şey….
Ben biran önce öğretmen olmak istiyorum…
Öğrencilerimle gülmek , eğlenmek istiyorum. Onların dertlerini dinlemek , çözüm yolu aramak istiyorum. Ben ders anlatmak istiyorum…
Ben öğretmenlerimle yapamadığımı öğrencilerimle yapmak istiyorum…
Ben sevmek , sevilmek istiyorum…
“ Heyecan her yaşta güzel şeydir.
Ama her durumda sonu güzel bitmez…
Tutkuyla atılan yanlış adımlar insanı felakete sürükler.
Bazen anlık heyecanlar , ömür boyu yük olur insanın sırtında.
Pişmanlık olur , utanç olur…
Vicdan azabı olur , ki çekmesi çok zordur… “