"Ben beklemeyi sevmem baba," dedi, "yapmayıp merak edeceğime, yapar pişman olurum."
Hoşuma gitmişti bu söylediği. Zira ben hiç böyle biri olamamıştım. Olmak istemiştim belki, hesapsız, düşünmeden yapmak istemiştim bazı şeyleri. Ama olmamıştı.
Görmek sınır koymakmış, anladım. İnsan sadece gördüğü kadar sanırmış dünyayı, yeni öğrendiklerini bile gördüklerine benzeterek anlarmış. Oysa benim gözüme inen o perde sınırları kaldırıvermişti.
İnsan görmeden yaşayamaz sanmıştım. Oysa insan sadece gördüğünü sanıyormuş. Daha doğrusu görmeden boş boş bakıyormuş. Benim için de tam olarak böyle oldu. Gözlerim kör oldu ama ben görmeye başladım.
Fakat toprağın üstünde koşan, onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dönüp dolaşan insanlar ne tuhaf mahluklardı. Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahluklardı.
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası ve Kültür YayınlarıKitabı okudu