Sanki damarlarındaki son kuvveti toplamış, son dermanını, kendisini senelerce süren yorgunluklardan sonra bir bıçakta ebedi rahata kavuşturacak olan bu adama saklamıştı.
Zevk, safa bu adamları bir deniz gibi, gırtlaklarına kadar sarmıştı, içinde müsterih, sakin bir balık hayatı geçiriyorlar, dün ile meşgul olmuyorlardı.
Vücutla ruhun beraber tekâmül ettiğine inanan eski Yunanlılar aldanmışlardır. Vücutla ruh, birbirlerine en büyük düşmanlardır ve her zaman mücadele ederler. Bu mücadelenin ismi hayat, neticesi de ölümdür.
"Bozkırları aşmışım bir baştan bir başa.
Başımı toprağın yüreğine sokmasam olmaz mı?
Yıllar yılı uyumak zorunda mıyım?
Gözlerim baksın da güneşe
Işıkla dolup taşsın varlığım!
Aydınlığın gücü varsa karanlık kaçar.
Gerçekten ölen, artık görmez ki
Güneşin aydınlığını..."