İnsana yol gösteren asıl rehber ,sancıdır. İnsanın içinde sancı olmazsa arayışa girmez. Hazreti Meryem'i doğum sancıları tutmasaydı mutluluk ağacına yönelmezdi.' Doğum sancıları onu bir hurma ağacının dibine getirdi.(Meryem,23). ' Bu sancı, onu ağaca yaklaştırdı ve o kuru ağaç yeşerip meyveler verdi. Her birimiz içimizde bir İsa taşırız. İçimizdeki sancıyı hissedersek İsa'mız dünyaya gelir. O sancıyı hissetmezsek İsa'mız geldiği yoldan kendi kaynağına döner ve biz ondan mahrum kalmış oluruz.
İnsanın, Güneş'in doğmasına ihtiyacı var ama bunu gerçekleştirecek bir gücü yok. Dünya'nın dönüşüne ihtiyacı var fakat bunu sağlayabilecek bir kudreti yok. Yağmurun yağmasına ihtiyacı var ama bulutlar üzerinde bir iradesi yok. Yediği yemeğin bedeninde geçirdiği işlem ve aşamaları üzerinde bir tesiri yok. Binde bir ,yüz binde bir , milyonda bir etkisi olduğu böylesi bir yaşamda insanın gerçek rolü elbette dua ve şükürdür.
Kendimi sonsuzluğun iki yakasında hissediyorum. Hangi tarafa düşeceğimi bilmiyorum. Ve çok endişeliyim Bazen ümitli olsam da aynı zamanda korku içerisindeyim Yarın ne ile karşılaşacağımı bilmiyorum Yarın olur mu Onu da bilmiyorum Hayatın neresinde olduğumu da bilmiyorum..
Kameriyesi olan , üzerindeki asmaların güneş ışığına yeşil küçük kareler halinde parlak koyu ve sığ bir su üzerine yansıttığı bir çiftlik bahçesindeki bir havuzda, kağıtttan kayıklar yüzdüren bir çocuk olmayı ne kadar isterdim.