"Az önce bir ışıktan bahsetmiştim, insanın kalbinden fışkırıp etrafını saran, her yeri aydınlatan. Bu zarif ışığın kalbimde harladığı zamanları anlatmak istiyorum sana. Dinle beni... Gerçi şimdi karşımda oturuyor, beni izliyorsun o şefkatli ama pürdikkat gözlerinle. Unutursam kahrolayım o gözleri! Şimdi kime, neye bakıyordur o hem aydınlık hem karanlık gözler? O gizemli membalar gibi yeryüzünün en derinlerinden, daracık vadilerin en ucundan, dipsiz uçurumların en dibinden süzülen o bakışların kimin ryhuna huzurla doluyordur şimdi? Dinle beni..."