Yaşadığımız şehirde, bence dünyanın bütün şehirlerinde bize hiç gösterilmeyen, bizden gizlenen bir taraf var. Biz kendi hayatımıza odaklanmışken, dünya sadece bizim etrafımızda dönüyormuş gibi bir hisse kapılıyoruz. Zenginsek herkesin zengin, mutluysak herkesin mutlu olduğunu düşünüyoruz.
Tai ve Yue birbirlerinden farklı olsalar da bu farklılıktan bir arkadaşlık yaratabildiler.
Bir arkadaş yalnızca bir arkadaştan mı ibarettir?
Koşarak gidilen sevinçlere, anlamlı bekleyişlere, umut dolu düşlere yaraşır arkadaşlık. Bazen plansız çekilen bir fotoğraf karesinden dolup taşıverir, bazense bir kuşun uçuşunda anlamlanır. Bazen düş sarısıdır, bazense turuncuya çalan bir kırmızı. Bazen gücünü bir ağacın yapraklarından alır, bazense dingin bir sessizlikten.
Dünyayı sadece kendi penceremizden görmeden, empati yaparak belki, belki de hiçbişey yapmayarak daha mutlu olabiliriz.