Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarık Emre

Kendini beğenmiş kibirli insanlar
Kendini beğenmiş kişi, uğradığı başarısızlıkların suçunu adet olduğu üzere, kendisi üstlenmeyerek başkalarının üzerine yıkmaya başlar. Hep kendisi haklı, başkaları haksızdır; oysa yaşamda önemli olan haklı ya da haksız olmak değil, ilerlemek ve başkalarının ilerlemelesine katkıda bulunmaktır.
Reklam
Uyku bozuklukları, her zaman aşırı bir ihtiyatın ve güvensizliği belirtisidir. Kötümserler yaşamın düşmanca davranışlarından kendilerini daha iyi koruyabilmek için adeta uyumayıp sürekli nöbet tutarlar.
Toplumsallık duygusunun boyutları, bir insanın tüm yaşamsal dışavurumlarında açığa vurur kendini, Örneğib bir kimsenin bir başkasına bakış tarzı, onunla tokalaşması, konuşması gibi çoğu kez tamamen dış belirtilerle kendini belli eder.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Özgürlük
Ancak özgürlüktür ki,güçlü insanlar çıkarır bağrından ; baskı ise insanı öldürür, yıkıma sürükler.
Parlayan nesneler sendromu
Doğanın arzulan sınırlıdır. Yanlış bir kanıdan doğan arzularsa dur durak bilmezler. Hatalı biri için tükenen hiçbir şey yoktur . Yol yürüyen için bir son vardır. Yolunu şaşıran için sonsuzluktur sınır. O halde kendini boş şeylerden kurtar.
Reklam
Şu sözü de Epikuros söylemiş: "Doğaya uygun yaşarsan, hiçbir zaman fakir olmazsın; herkesin kanısına göre yaşarsan, hiçbir zaman zengin olmazsın." Doğa az şey ister, herkesin kanısı ise sonsuzluğu.
Bilinmeyenden gelen her bilgi, bir tahmine, ürkek bir ruhun keyfine göre değerlendirilir. Hiçbir korku, panik yaratan kuşku kadar zararlı, gemlenemez değildir. Öteki korkularda mantık yok olur, bu korkuda zihnin olanca yetisi silinir tamamen.
Şu konuda söz ver bana: Seni mutsuzluğuna inandıracak insanlar çevreni sardıkça, ne duyduğunu değil de, ne hissettiğini düşüneceksin; çektiklerine göre karar verecek sin ve kendi halini herkesten çok iyi bildiğin için kendi kendini sorguya çekeceksin.
Biliyorum ki, kimi insan kamçılar altında güler yüzlü durur, kimisi de ilk yumrukta inler. Bu olaylar kendi güçlerinden mi, yoksa bizim güçsüzlüğümüz den mi kaynaklanıyor, ileride göreceğiz.
Vaktinden önce mutsuz olma! Başında dolandığını sanıp korktuğun felaketler belki hiç gelmeyecek başına; hiç olmazsa şimdiye değin gelmedi kesinlikle. o halde kimi korkularımız bize gerektiğinden çok acı veriyor, kimisi de hiç gerekmediği halde. Acımızı ya büyütüyoruz ya vaktinden önce acı çekiyoruz ya da acıyı kendimiz yaratıyoruz.
Reklam
Düşmek hiç ayıp değil , kalkmasını bil ve acele et şu gözyaşını sil
Eskiden kader hep seni yendi ama sen pes etmedin, kalktın yerden ve daha şiddetli direndin onun karşısında. Erdem, hırpalandığı zaman şahlanır, kalkınır. Ama istersen, kendini güçlendirip donatabilmen için yardım edeyim sana
Tek başına bırakılabilecek hiçbir akılsız yoktur yeryüzünde! Bırakıldılar mı kötü planlar kurarlar; kendilerine, başkalarına kuyular kazarlar, kötü isteklerini seferber ederler. Ruhları, işte o zaman ya korku ya da utanç duygusuyla gizlediği bir yanlarını açığa çıkarır, cüretlerini biler, şehvetlerini azdırır, öfkelerini kam­çılar.
Bilesin ki insanın üstünü saman da örtebilir, altın yaldızlı tavanlar da; gereksiz bir çabanın süs diye, süsleme diye yarattı­ğı her şeyi hor görün. Hayran olunacak tek şey ruhtur; büyük bir ruh için büyük hiçbir şey yoktur diye düşünün.
Dosttan değil, dostluktan yoksun kalmış birçok insan gösterebilirim sana; ama bu işin eşit bir arzuyla şerefli şeyleri istemekte birleşen insanların başına gelmesi akla gelecek bir iş değildir. Neden mi gelmez? Çünkü bu kişiler, her şeylerinin, özellikle kötü günlerinin ortak olduğunu bilirler
beklentiler
"Bir şey ummaz olursan, korkmaz da olursun." Diyeceksin ki, "Bu kadar birbirine kar­şıt iki şey, nasıl yan yana bulunur?" Şöyle bak, Lucilius'um: Bu iki şey ayrı gözükse de, aslında bağlıdırlar birbirlerine. Nasıl ki aynı zincir hem nöbetçiyi hem tutuklu eri birbirine bağlarsa, hiç benzemeyen şeyler de birbirlerine eş olurlar: Umudu korku izler. Bu iki duygunun birbirini izlemesine şaşma. İkisinin ruhu da kararsızdır, ikisi de geleceğin bekleyişi içinde endişelidir.
Evimize giren insan, bizim eşyalarımıza değil, kişi￾liğimize hayran olmalı.
Reklam
''Neşeliyse o fakirlik, fakirlik değildir zaten! Çünkü çok az şeyi olan değil, hep daha çoğunu isteyen fakirdir aslında .İnsan başkasının malına göz dikerse, elindekileri değil, elde edeceklerini hesap edip durursa, hazinesinde , ambarlarında, yığınla malı,sürüleri, faiz getiren paraları olmuş neye yarar?