ꓕɥᴉuʞǝɹ Ɯɐuu

ꓕɥᴉuʞǝɹ Ɯɐuu
@Thinker_mann
Mask Off.
Başından beridir burada olmamın sebebi ipsiz, sapsız, yolsuz, yordamsız, amaçsız olmamdan ötürü. Belli bir amacım olmadığı için burayla meşgul olarak, bir meşgalem olduğuna kendimi inandırıyorum. Oyalıyorum. Tek tük etkileşim alarak kendimi tatmin etmeye çalışıyorum. Çalışıyordum. Artık pek de bi' manası yok. Ama şu an yine aynı şeyi mi yapıyorum? Belki de. Biraz. Burayı kullanmamın esas sebebi artık kendimi analiz etmekten ibaret oldu. Yazdığım ya da paylaştığım şeylere dönerek "Ne kadar salakmışım la" diyip oturup düşünüyorum. Sonra siktir olup gidiyorum. Sonra geri geliyorum. Git gel yapacak bir sevgiliye ihtiyacım da yok artık. Kendim, kendi işimi yeterince görebiliyorum. Yaşa.
Reklam
Katman: 1.2
Bu platformda paylaşmış olduğum, genelde kendime ait olan, bazılarını oradan buradan aldığım iletilerime baştan sona kadar bi' göz attım. Üç sene öncesinden bugüne kadar geldiğimde ne kadar değiştiğimi fark ettim. Üslubum bile değişmişti. Üç sene öncesine baktığımda kendimi bir kalıba sokmaya çalıştığımı fark ettim. Ki, o zamanlar da aslında farkındaydım. Şimdiyse bu pek de umurumda değil. Elbette ki bazı etik, ahlak kuralları çerçevesinde ilerlemeye devam edeceğim. Gösterebildiğim kadar saygı göstermeye, saygı duymaya devam edeceğim. Ama daha çok benmişim gibi davranacağım. Çünkü günün sonunda kimsenin umurunda olmadığımı, olmadığımızı daha iyi idrak edebiliyorum. Ve benim hakkımda ya da sizin hakkınızda el-alemin ne düşündüğünün zerre kadar bi' değeri olmadığını daha iyi benimseyebiliyorum. Ama değişmeyen bir tek şey vardı. Araf okyanusunda kayboluşum. Ve ne hikmettir ki, bir türlü kıyıya ulaşamayışım. Boşluğu kendimle doldurmak yerine; ya benim dışımda biriyle ya da başka bir şeyle doldurmaya çalışmakta ısrar etmem, değişmeyen tek şeydi. Her neyse sözün özü... Sözün özü falan yok.
"Öğretilenlerden en zoru neydi, biliyor musun? Nasıl gülüneceğiydi." -Monster

Reader Follow Recommendations

See All
Çocuklar bir yana, içindeki çocuğu öldürmemiş, muhafaza etmişlere selam olsun. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nız kutlu olsun.
Katman: 1
Peter Pan'dan nefret ederdim. Ta ki, aslında onun yerinde olmayı istediğimi fark edene kadar, daha çok nefret ettim.
Reklam
Denenemeyenler: Realite ve Düş
Gece gece bir şeyler yiyip tıkınırken birdenbire içine gelen huzur, mutluluk ve yüzünde oluşan o çocuk gibi sırıtmasıyla odasının içinde dönüp durmuştu. Aynaya bakıyor ve gülümsüyordu. Nedenini kendisi de anlamıyordu ama genelde içine saplanmış olduğu distopyasından, kısa bir müddet olsa dahi kurtulmak ve tadını çıkarmak istiyordu. Gerine gerine odanın içinde yürüyor, gülümsemeye devam ediyordu. Bi' anlığına koca, güzel, yeşil bir vadide etrafına bakınıyor; bi' anlığına da küçük ama gayet de güzel bir plana sahip kasabada dolaşırken, güzel bir hanımefendiye yol veriyor ve rica ediyordu. Sonra yoluna devam ediyordu. Hepsini kafasının içinde yaşıyordu ama o gerçekten yaşıyor gibiydi. Henüz delirmediğinden gayet emindi sadece tadını çıkarıyordu. Etkisi geçecek ve yarın okula yollanacaktı. Aynı sıkıcı rutinini büyük bir sevgiyle kucaklayacaktı (!). Ama yarının, klasikleşmiş rutin haline gelen günlerden ufak bir farkı vardı. Kaçak-köçek işlerle muhatap olan pek de bir samimiyetinin bulunmadığı, dili "arkadaşım" demeye dahi varmadığı, arkadaşından silah için ricada bulunacaktı. Bir adet de kurşun. Evet evet. Sadece bir kurşun. Canına mı kıymak isteye acaba? Neyse canım. Sabah ola hayrola...
Son zamanlarda televizyon ve gazetelerde yurttaşlarımdan en çok duyduğum şikâyet “kime inanacağımızı şaşırdık’’ şeklinde dile gelen bir otorite arayışıdır.
Ben de diyorum ben neden Anti-Polyannacıyım. Ah be.
Yakın zamanda İngiltere’de yapılan “Zamanımızın Çocuğu” (Child of Our Time) adlı bir proje, otoriter evlerde yetişen, kendisine küçük yaşta bir birey olması nedeniyle değerli olduğu hissi verilmeyen çocukların aynı zamanda ömürleri boyu karamsar bireyler olarak yaşadıklarını göstermiştir.
2,908 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.