Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Turan Abıka

Turan Abıka
@Turanabika
Doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır, o da; Mutlu olmak için dünyaya gelmiş olduğumuzu sanmamızdır. Schopenhauer
Reklam
Geçmişi unut ve onu anlıyorsan, tekrarlama. Bu yeterlidir. Ceza yok, yargı yok. Bir şey yapıyor idiysen çaresizdin. Bilinçsizdin, senin de sınırların var. Arzuların, tatmin olmamış isteklerin var. Her ne yaptıysan o yapabileceğin tek şeydi. O zaman seni suçlamanın ve lanetlemenin anlamı var mı? Yapılabilecek tek şey var: bilincin yükseltilebilir.
Benim gözümde nasıl bir yerin vardı biliyor musun. Dünyanın öbür ucunda olsan bile her an sokakta karşılaşabilirmişiz gibi hissederek saatlerce aynanın karşısında hazırlanıyordum. Ben aynaya bakmayı senden sonra sevdim mesela. Kendimi sevmeyi de senden sonra öğrendim. Ama bir gün bir fanus içinde beni bilmediğim bir okyanusa bırakacağını bilseydim, sevmeyi senden öğrenmek istemezdim. Tecrübesizdim, istersen cahil de sen buna. İster çocukluğuma ver, istersen aptallığıma...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
” –Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? –Yok. –Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: “Nasıl?” , Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım. Kelimeler… Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.”
Konuşuyoruz desem konuşmuyoruz da Ayrı ayrı şeyler düşünüyoruz üstelik Birbirimize bakarak Ne seviyoruz ne de sevmiyoruz birbirimizi Ne varız ne de yoğuz gerçekte Iki lamba gibiyiz, iki ayrı yerinde Aydınlatan odayı
Edip Cansever
Edip Cansever
Reklam
Ölümün arasında dolaşan bir adam. O kadar hayatın içindeki ölüm, ayağının bastığı her yere sirayet ediyor. Gündelik şeylere kafanı bozma, gideceğin en son yer burası değil mi? Camilerin avlularında mezarlar var. Yanından arabalar geçiyor, insanlar yürüyor. Yaşam ve ölüm iç içe geçmiş. Kadraja ikisini de sığdırmak mümkün artık.
ŞÜKRÜ ERBAŞ AYRILIK NE BİLİYOR MUSUN
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte… İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine ardında dünyalar ışıyan camlar dururken
düşünüyorum da; bir bakıma senden öncesi yok gibi bir şey çünkü senden önceki yıllar, sana hazırladı beni senden önce tanıdığım kişiler, seni bulduğum zaman değerini daha iyi anlayabilmem için
Bazen bir insani seversiniz. Herşeyden çok cidden bu sevgi kelimlere bile sığmaz kelimeler tek olsa yeter ama içiniz bile sığmaz içinize. Yatar kalkar onu düşünürsünüz her yollu denersiniz ufak bir fırsat ararsınız konuşmak için. Siz onu ne kadar fazla sevdiğinizi ölçemezsiniz veya benzetemezsiniz. Tabi sevilen kişi ise bu beni neden bu kadar cok seviyor sorusuna cevap bulamayınca sizin bu kadar çabanız bu kadar sevginiz içinizde kalır. Nede olsa ikinizde aynı soruya cevap veremeyen iki piskopatın teki olursunuz.
Hayatın istenilmeyen yüzü
Kabullenmemiz gerekiyor, acıyı, ayrılığı, kaybetmeyi, gitmeyi, başarısız olmayı ve bize negatif duygular yaşatan her olumsuz durumu bir adım geriden izleyip ders almamız yükünden arınmamız gerekiyor. Bu olumsuz duyguların yükü bir zaman sonra bizi rahatsız edip hastalıkların meydana gelmesini sağlıyor. Beden, ruhun dışa yansımasıdır. Hastalıklar da aslında kendinize ruhen ve bedenen nasıl davrandığınız ile ilgilidir.
Osho
Osho
Reklam
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için. Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için. #william shakespeare#