Ne garip insan gittigini sanıyor ama gidemiyor hiçbir zaman.
Bir yerden başka bir yere gitmek uzaklaştırmıyor kimseyi kendinden.
İnsan gitse de hüznünü de acısını da derdini de ve kendini de yanında götürüyor.
Nasıl ki çömlekci toprağı alır karar, ezerse;
İnsanı da dertleri, sıkıntıları öyle ezer kıvama getirir.
Sonra nasıl bir şekil vermek için çarkın üzerinde döndürürse onu, işte hayatta insana öyle şekil verir.
Lakin böyle bir çömlek hamdır, yanması pişmesi gerekir.
İşte onu hamken tam edecek olan fırının ateşidir.
İnsanı da tam yapacak ateş içindedir.
Lakin o ateş iki türlüdür.
Eğer nefsinin ateşiyle pişirirse ruhunu, yanar da sönmez kül olur.
Ama imanın ateşiyle pişirirse ruhunu ve bilirse sahibinin kim olduğunu işte o vakit yana yana kul olur.