pluviofil2317

pluviofil2317
@Uygurkizi
Kaşgar-Doğu Türkistan
60 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Bir şehrin en güvenilir yerinin hastaneler olduğunu söyledi bir doktor arkadaşım. "Çünkü savaşta bile hastaneler bombalanamaz. İçinde beyaz önlüklü insanlar dolaşır; gözlerin perdelerini çeker, kalplerin tıkanıklığını açarlar. Siz yüzlerinin asıklığına aldırmayın, 'altın gibi' kalpleri vardır," dedi.
Sayfa 63
Reklam
Hangi pencere açıldığında rüzgârı bizi üşütmez. Hangi merdiven çıkıldığında yormaz kalbimizi?
Sayfa 63

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Susmak ve konuşmak yerini bulduğunda ortaya çıkar melodi. Piyanonun tuşları, yan yana durdukları halde susmayı bildiklerinden dinletiyorlar kendilerini.
Sayfa 46
Aristo’nun tabiriyle, "Birbirlerine hoş ve faydalı görünmedikleri gün birbirlerini artık sevmeyen," dostlarla ne işimiz var. Bizim, peygamberi ısırmasın diye ayağını yılan deliğinin üstüne kapatan Ebu Bekir'imiz, suikastı haber alınca peygamberin yatağına yatan Ali'miz var. Son yudum suyu birbirlerine gönderip susuz şehit olan sahabilerimiz var. Bizim, "İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız", "Sizden biriniz kendisi için sevdiğini Müslüman kardeşi için sevmedikçe (istemedikçe) gerçek mümin olamaz", "Size aranızdaki sevgiyi artıracak bir şey söyleyeyim mi, selamlaşınız", "Hediyeleşin ki aranızdaki sevgi artsın," diyen bir peygamberimiz var! "Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz," diyen Yunus'umuz, düşmanın attığı taştan değil, dostun attığı gülden incinen Hallac-ı Munsur'umuz var.
Sayfa 39
Reklam
Sevgi, ayrık otları gibi rastgele büyümemeli kalbimizde. İtinayla seçilmeli toprak; ağcı görmek istediğimiz yere eklemeli tohum. Çünkü toprak tohumun kıymetini bilirse izin verir dışarıya çıkmasına.
Sayfa 33
Bildiğimiz, sesin tonunun tonunun kelimelere hayat verdiği ya da öldürdüğüdür.
Sayfa 32
Zira bedelsiz alındığı düşünülen şeylerin bedeli daha ağırdır.
Sayfa 24
Kutsal kitabın üstünde sıcak, taşın altında soğuk ellerimiz var bizim. Ellerimiz var, çünkü ellerimiz falcıların elinde okunmak için değil, âmâlar gibi okumak, ahrazlar gibi konuşmak için var. Göz ve dil gelmedi bugün. Onların sıralarında eller oturuyor. Ellerimiz bir yüzü tarif etmek için dokunuyor, ellerimiz bir sözü tarif etmek için oynuyor
Sayfa 19
Pahalı paltolarla ısıtılan bedenlerimiz, çıplak ruhları için nasıl giysi öneriyor?
Sayfa 17
Reklam
Mutluluk bir seyahat şekli olması gerekirken, bir türlü ulaşılamayan hayalî istasyonlar haline geliyor. Yüzlerimiz, hüznün yüzlerce elbisesinden hangisini seçeceğine bir türlü karar veremiyor. Aynı hava sıcaklığında bir gün üşürken, bir başka gün terleyebiliyoruz. Bir gün kahkahalarla güldüğümüz bir espriye, bir başka gü tebessüm etmekte zorlanıyoruz. Su bazem sıfır derecede donmuyor, bazen kaynamıyor yüz derecede. O halde, "Bizi mutlu kılan şey şartlardan çok, ruhumuzdur." İstemekle değil, istememekle hür olan ruhumuz.
Sayfa 17
İnsanı mutlu eden şeyler aynı zamanda onun felaketinin de kaynağı olabiliyor.
Sayfa 16
425 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.