“Kaç demlik çay bitirdim, kaç kitap devirdim yokluğunda bir bilsen.
Bir anlayabilseydin çıkıp gelirdin biliyorum.
Kütüphanemde şimdi senin için altını çizdiğim bir sürü kitap var.
Ben özledim seni.
Çay’ım özledi.
Kitaplarım da hasret ellerine, bekliyorlar seni.
Bilirsin yağmurları severim.
Bu yüzden kaç kez tek başıma yağmurda kaldım.
Tek başıma yağmurda kaldığım zamanlarda, yüzüme düşen her damlaya seni anlattım.
Çay’ım gibi, yağmurun her bir damlası da dargınmış sana.
Ama ben darılmam, gücenemem ne varlığına ne de yokluğuna.
Çünkü sen varlıkta yokluk, yoklukta varlıksın.
Varlığınla da nimet, yokluğun da.
Sevmenin zamanı olmaz elbet ama her gelişin bir zamanı olur.
Hasretle beklenensin.
Bekleyişlerdeyim..”