Başak

288 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Harika
Öncelikle mutlaka okunması gereken bir kitap. Kadının sevgilisi bir gün bir şeyler almaya gider ve bir daha dönmez. Hikaye kadının bugünü ve bugünden önceki zamanı şeklinde iki hattan ilerliyor. Topluma dair yer yer komik oldukça yerinde analizler yapıyor. Bir yandan da epey hüzünlü. Her satırın altını çizmek istedim ama kitap çizen biri değilim, notlar almakla yetindim. Zamanla sevdiğim alıntıları paylaşırım belki.
Uyuyan Adam
Uyuyan AdamSibylle Berg · Can Yayınları · 201882 okunma
Reklam
48 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Şahane bir klasik. Enfes ama çok üzücü, son Alman klasiği denmiş. Bence son klasik aslında. Sonraları buna benzer pek bir eser yok zaten. Kısacak, bir saatte okunabilir.
Hat Bekçisi Thiel
Hat Bekçisi ThielGerhart Hauptmann · Can Yayınları · 0340 okunma
288 syf.
6/10 puan verdi
Bir iki hikayesi hariç beğenmediğim bir kitap oldu. Yani dini menkıbe seviyorsanız okursunuz. Geliş filmine konu olan öykü ilginç. Bir de baştaki Babil kulesi öyküsü. Geri kalanı dindar bir adamın hezeyanlarını içeriyor. Neye inandığı da belli değil. Ayrıca bilim kurgu diye pazarlanan kitabın içinde "Cehennem, Tanrı'nın Yokluğudur" diye bir öykü nasıl olabilir? Bildiğin new age Hristiyanlık propagandası. Geliş filmine konu olan öykü de aslında bir dini menkıbe. Orada da Budizm övgüsü var. Şimdi düşündüm de kitap sanki dünyanın nüfus olarak büyük olan dinlerini topluca övmeye girişmiş bunu da "bilim kurgu" adı altında yapmış gibi geliyor. Açıkçası hayal kırıklığı. Keşke birkaç öyküsü dışında kitaplaştırılmasaydı.
Geliş
GelişTed Chiang · Monokl Yayınları · 2017287 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
10/10 puan verdi
·
Liked
Lovecraft'ın birkaç kere filme alınmış kitabı. Ama sanırım filmler tutmamış. Zira bu kitabı filme çekmek öyle kolay değil. 1980 başında çekilen "Thing" filmi bundan esinleniyor. Kitap beni çok sardı. Bizden binlerce, hatta milyonlarca yıl önce dünyayı mesken edinen dünya dışı bir uygarlığı bir arkeolog edasıyla anlatan anlatıcı bir yandan da o uygarlıktan geriye kalan canavarlardan kurtulmaya çabalıyor. Antarktika'nın soğuğu da bir yandan başına bela oluyor. Lovecraft'ın en sevdiğim eserlerinden biri oldu diyebilirim. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Delilik Dağlarında
Delilik DağlarındaH. P. Lovecraft · Alfa Yayıncılık · 20221,727 okunma
249 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Ayla Kutlu bence mutlaka okunması gereken yazarlardan. Bu kitabında epey uzun hikayeler var ama beni en çok çarpan ilk öykü "Kara Kayalar" oldu. Tecavüzcünün gözünden anlatılan hikaye, Arendt'in Kötülüğün Sıradanlığı kavramını çağrıştırdı. Burada tecavüz o kadar sıradan ki, ha burada bir olay olmuş ha iki ne fark eder noktasında anlatıcı. Altını çiziyorum "anlatıcı" yani yazar değil. Anlatıcı ve yazar arasında ciddi farklar vardır. İlk öyküyü bitirdiğimde dehşete kapıldım desem yalan olmaz. Diğer öyküler Ermeni, Rum azınlıkların ayrıca Türklerin hayat öyküleri. Onlarda da yukarıda bahsettiğim kötülüğün sıradanlığı hissi mevcut. Ayla Kutlu'nun öyküleri öyle "canım cicim" nostaljik öyküler değil kesinlikle. Can yakan, acıtan gerçekler. Ayla Kutlu'nun unutulmuş bir yazar olması da üzücü. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Zehir Zıkkım Hikayeler
Zehir Zıkkım HikayelerAyla Kutlu · Bilgi Yayınevi · 200131 okunma
Reklam
218 syf.
8/10 puan verdi
Hazır gündem eşcinsellikken, Elif Şafak'ın bu kitabıyla ilgili yorumlarda bundan bahsedeni görmedim. Kitaptaki Pinhan karakteri eşcinsel bir karakterdir. Şafak bu kitabında Anadolu mistisizmi çerçevesinde aşkın bedenler üstülüğünü anlatıyor. Kitapta tekrar eden "kabulümdür" sözü zaten buna vurgu yapar, Pinhan erkekken de, kadınken de sevdiği tarafından kabul edilir. Bedenin hiçbir önemi yoktur diye. Ben şahsen mistisizm sevmediğim için kitaba da kendimi çok vererek okuyamadım. Ama mistisizm sevenler bunu da beğenir. Sanırım Şafak'ın ilk romanı bu aynı zamanda.
Pinhan
PinhanElif Şafak · Metis Yayınları · 20084,254 okunma
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Amerika'yı ilk yerleşen Avrupalı grupların başını Püritenler çeker. Bunlar İngiltere'deki Anglikan kilisesini Katolik inancından yeterince uzaklaşmadığı için eleştirdiklerinden orada zulme maruz kalır. Çareyi Yeni Dünya'ya göçte bulurlar. Püritenler, her yerde şeytanı arayan ve gören bir topluluktur. Herhangi bir sakatlığı, kötü alışkanlığı veya insan bedenindeki bir doğum lekesini bile şeytanın işi sayarlardı. Kimde bunlar varsa onun şeytanla bir işler çevirdiğine inanırlardı. İşte hikaye böylesi bir toplumda geçiyor. Hester adlı kadın kocası yıllardır ortada yokken hamile kalır. Tüm kasaba babanın kim olduğunu itiraf etmesi için ona baskı uygular. İlginçtir, bu inancın annesi diyebileceğimiz Meryem de kocasızken hamile kalmıştı. Ama onun çocuğu Tanrı'nın oğlu kabul edilirken Hester'ınkine "piç" gözüyle bakılır. Kısacası Amerikan tarihine meraklıysanız ve neymiş bu Püritenler diyorsanız mutlaka okuyun. Bu kültürel arka planın önündeyse nefis bir hikaye var. Yazarın kendisi de Püriten olsa da bu inancı eleştirmeyi de bilmiştir. Ben severek bir günde okudum, tavsiye ederim.
Kızıl Damga
Kızıl DamgaNathaniel Hawthorne · Bilge Kültür Sanat · 2023841 okunma
78 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Tanrı Hephaistos, Prometheus'u zincire vururken bir tanrı olarak başka bir tanrıyı böylesine bir işkenceye maruz bıraktığı için acı çeker ve sanatına lanet eder. Demirci olduğu için, Prometheus'u, insanlığın kurtarıcısını zincire vurma görevi ona verilmiştir. İlginç olan ise Aiskhylos'un ardından gelen Aristophanes'in yazdığı "Bulutlar" isimli oyunuyla Sokrates'in mahkumiyetine yol açması ile bu oyun arasındaki paralelliktir. Aristophanes muhafazkar biri olduğu için eski yazarları pek beğenirdi, Aiskhylos ise favorisidir. En sevdiği yazarın bir karakterinin sanatıyla yaptığını, Aristophanes de kendi sanatıyla yapar. Hephaistos sanatıyla Prometheus'u zincire vurur, Aristophanes de Sokrates'i. Aiskhylos bu oyunla sanki bir kehanette bulunmuştur.
Zincire Vurulmuş Prometheus
Zincire Vurulmuş PrometheusAiskhylos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197.4k okunma
34 syf.
8/10 puan verdi
Amerikan illüzyonunun daha safça betimlendiği bir döneme ait bir eser. 1953 yılı, Amerika daha bir umutluymuş. Sıradan kasabalardaki fakir ama gururlu, üstüne mesut insanların hikayesini anlatmış Saroyan bu kısacık oyunda. Lakin bu tatlı hülya ve onu sürdürme isteği de aslında çaresizlikten kaynaklıdır. Sonraki yıllarda, Amerikalı yazarlar Amerikan Hülyasının bir karabasan ve dehşetli bir yalan olduğunu anlatıp duracaklardı. Saroyan ise, oyunda da tartıştığı üzere, bu hülyanın o acıklı gerçekliğe yeğ tutulabileceğini savunur. Bu haliyle de aslında Arthur Miller'ın bir karakterine dönüşüverir yazarın kendisi. Saroyan o istiridyede (Amerika'da) bir inci (Amerikan Hülyası) olmadığını biliyor, ama işte yiyecek bir şeyleri, tutunacak pek bir şeyleri olmayan insanlar için o incinin var olduğunu/ olabileceğini savunur.
İstiridye ile İnci
İstiridye ile İnciWilliam Saroyan · De Yayınevi · 19613 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 23 hours
“İçeri Girenler Dışarıda Bırakın Her Umudu” (DANTE, CEHENNEM KANTO 3) “Yaşam yolumuzun ortasında Karanlık bir ormanda buldum kendimi, Çünkü doğru yol yitmişti.” (DANTE, CEHENNEM KANTO 1) Kitap, Kurtz adında meşhur bir İngiliz sömürgecisini bulmak üzere yola çıkan bir karakterin hikâyesi. Bir Nehirde parçalandı parçalanacak bir tekneyle Kurtz’a doğru yol alırken Dante’nin cehenneme inişine benzer şekilde dehşetli manzaralarla karşılaşır. Açlıktan kırılan, ruhları ölmüş gibi yürüyen, bir deri bir kemik siyahiler… Grotesk manzaralar… Okurken bir halüsinasyonun içindeymişim gibi hissettim. Kurtz’u kafasında kahramanlaştıran karakterimiz nihayetinde onu bulduğunda, karşısına güç zehirlenmesi yaşayan, kendini tanrı ilan eden acayip bir İngiliz bulur. Sömürgecilik eleştirisini de aslında İngiliz olmasa da İngiliz vatandaşı olup İngilizce yazan Joseph Conrad yapıyor. Shakespeare’in Fırtına oyununda yerli Caliban’ın dediği gibi, “Bana dili öğrettin, bundan tek kazancım onunla sana lanet okumak oldu.” İngilizce yazan Afrikalı yazarlar da genelde bu nedenle yazarlar. Conrad ise Avrupalıdır. Onu bu eseri yazmaya iten vicdanıdır. Kısacası kitap o karanlık kıtaya giren adamın insanlığa dair tüm umudunu terk etmesi üzerine. Okuması zor bir kitap. Kullanılan çeşit çeşit imge insanı yorabiliyor. Ama dikkatle okursanız sarhoş olup çıkarsınız. Ben Zeplin Kitap’tan çıkan çeviri okudum ve çok memnun oldum. Büyük bankalara ait yayınevleri yerine küçükleri tercih edelim.
Karanlığın Yüreği
Karanlığın YüreğiJoseph Conrad · Zeplin Kitap · 20204,267 okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 30 hours
İthaki yayınlarından çıkan "Kum Adam" adlı kitabı arkadaş tavsiyesiyle aldım. Çevirisi ayrı güzel. Kum Adam'ı gotik türde bir korku hikayesi diye aldım. Ama Bilim Kurgu çıktı, sanırım 1700'lerin sonlarında yazılmış. O zamanlar Decartes, Fransa'da makine insan ayrımı üzerine yazılar yazıyordu. İnsanı makineden ne ayırır diye merak ettiğinden "Düşünüyorum öyleyse varım" demişti. Kısacası bu makine-insan tartışması bu kitapta Kum Adam efsanesiyle birleştirilerek anlatılmış. Ortaya nefis bir kitap çıkmış. Bu kitabı okurken o dönemki ve aslında günümüzdeki yapay zeka kavramlarını düşünerek okursanız daha bir anlaşılır olur. Kitapta ikinci bir öykü daha var. "Issız Ev" adlı o daha bir korku gibi. İyi okumalar
Kumadam
KumadamE. T. A. Hoffmann · İthaki Yayınları · 20201,138 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 16 hours
Lisede okumadığım için üzgünüm. Tam o zamanların kitabı. Bana Narnia Günlüklerini anımsattı nedense. Harry Potter (Hayri Pıtırcık) adlı karaktere bayıldım. Büyü, lanet ve çocukluk düşleri her şey var kitapta. Ve çabucak okunuyor. Fazla söze gerek yok hemen tüketin.
Harry Potter ve Felsefe Taşı
Harry Potter ve Felsefe TaşıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 202053.3k okunma
163 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Bu ay okuduğum en güzel kitap. Çok okunan bir kitap olduğu için niye bu kadar geç kaldım diyebiliyorum sadece. Derslerden vakit buldukça okudum, buna rağmen hiç dikkatim dağılmadı. Türkçeyi güzelleştiren yazarlardan Sabahattin Ali.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021316.2k okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Sünepe bir baş karakteri olmasına rağmen pek sevdim. Hafif bir aşk romanı. Bence okuyun. Bir insana yeniden aşık olabilir miyiz sorusu çerçevesinde gelişen türlü türlü drama var.
Burada Sensiz Çok Eğleniyorum
Burada Sensiz Çok EğleniyorumCourtney Maum · Pegasus Yayınları · 20209 okunma
112 syf.
5/10 puan verdi
Bencil bir veletin kendi dışında önüne gelene ayar verdiği, kendi gülü dışındaki her şeyi aşağı gördüğü, duygu manipülasyonu ürünü kitap. İbrahim Tatlıses gibi "gülüm benim canım benim" diye gezegen gezegen geziyor yazık.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015236.1k okunma