Hiçlikten koptuk geldik, sanki hiç yaşamamış gibi öleceğiz ve yine hiç olacağız. Ömrümüz ölüm ile hayat arasında hiçliğin saç telinde asılıdır. Kaderimizde hiç olmak var.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
"Daha çok anlat," dedim.
"Hoşuna gidiyor mu ?"
"Çok.
Elimden gelse,seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.
"Bu kadar yola nasıl benzin yetişiriz ?"
"Gider gibi yaparız."
Şehrime gel sevgili.
Yarın çık gel.
Bırak herşeyi, bir bekleyenim var de gel.
Gel ki bu şehir adımlarınla anlamlansın.
Gel ki bu şehir nefretim olmaktan çıksın.
Gel ki nefes alayım.
Gel.
“Bir bahçede hep aynı çiçekten olursa o bahçe güzel olmaz. Sen, ben, o varız diye güzel bu bahçe. Koparma farklı çiçekleri, kalsın renkleriyle kokularıyla…”